Bütün şaşasına ve renkliliğine rağmen bu dünya hayatı da bitecek elbette.... Ölüm gerçeğinin ve dünya hayatının kısalılığının farkına varan her insan gideceği yere göre hazırlık yapar. Ne kadar mal mülk ve makam sahibi olsa da eninde sonunda bu dünyaya veda eder insanoğlu.
Bu dünyadan ayrıldıktan sonra insandan geriye kalacak olan yaşamış olduğu hayatın meyveleridir, yani yapmış olduğu hayırlar iyilikler ve güzelliklerdir veya tam tersi...
Ölümün nerede ve nasıl karşımıza çıkacağını hiçbirimiz bilmiyoruz bu nedenledir ki her an ölüme hazırlıklı olmalıyız. Ne yazık ki günümüzde geçim derdi gündelik koşturmacalar telaşlar sonu gelmeyen arzular ölümü unutturuyor bizlere... Bebeklikten çocukluğa, gençliğe olgunluğa, ihtiyarlığa uzanan yolculuk göz açıp kapayıncaya kadar gelip geçiyor…
Sabahın ilk ışıklarında başlayan geçim telaşesi öğleden ikindiye uzanırken akşam oluyor ve maalesef bitmiyor. Bu hengamenin içinde savrulan insan ölümü nerede ne zaman nasıl hangi aralıklarla hatırlayabilir?
- Maddi olarak hayır ve iyilik yapmaya imkanız yoksa dahi insanlara gülümseyin, zira "gülümsemek sadakadır " buyuruyor ahir zaman peygamberi ( sav)
- İbadet ediniz zira ibadet insanı yüceltirken tevazu sahibi yapar.
- Bol bol ağaç dikin ve öldükten sonra size ve geride bıraktığınız insanlara faydalı olacak arkanızda kalıcı bir eser bırakın.
* Nasihat istersen ölüm yeter.
(Hz Mevlana)
* Ahirette seni kurtaracak bir eserin olmadığı takdirde, fâni dünyada bıraktığın eserlere de kıymet verme. ( Mesnevî-i Nuriye)
Ömrümüz ve ölümünüzün güzel olması dileğiyle, esen kalın
Her türlü görüş ve önerilerinizi sahaf1sahaf@gmail.com adresinden iletebilirsiniz.