Ben deniz Çamlıyayla karakeçili yörüklerinden Ahmet Dekiş, her ne kadar yaşımız gençte olsa Yörük bir ailenin evladı olarak dünyaya geldik ve o çekilen zorlukları ve güzellikleri iliklerimize kadar yaşadık. Bundan sonra sizlere yörüklük kültürüyle ilgili bilinen ve bilinmeyenleri anlatmaya çalışacağım. (Bu bazen bir kıssa, bazen yaşanmış hikayeler, bazen yörükçe kelimeler Vs) olacak.
İlk yazımıza Bismillah diyerek başlıyoruz. ( kusurlar nefsime güzellikle Allah cc aittir)
YÖRÜKLÜK:
Yörüklük kültürü ve mesleği insanlık tarihi kadar eskidir ve hemen hemen tüm peygamberler çobanlık yapmıştır. Dünyanın neresine gitseniz karşılaşacağınız değişmez meslek yörüklüktür.
Anadolu coğrafyasında yaşamış tüm uygarlıklar boyunca yörükler hep ön planda olmuşlardır.
Akdeniz bölgesinde Mersin'den batıya doğru gittiğimizde sarıkeçili yörüklerinin yoğunlukta olduğunu görürüz, Mersini'nin kuzeyi ve doğusunda ise karakeçili yörükleri hakimdir.
Yörüklük dünyanın en zor mesleğidir aslında, çünkü; Yörüklerin düğünü, bayramı, cenazesi olmaz!
Yörükler acılarını ve sevinçlerini Türkülerle anlatırlar.
Göç yollarında, dağ başlarında yaşadıkları acılara hemen orada bir türkü yakarlar.
Bazen olur bir Yörük delikanlısı bir Yörük kızına aşık olur, gönül koyar bir türlü söylenmez ya? işte hemen bir türkü tutturur gönlüne dağlar yamaçlar bu Türküyle yankılanır, bu türküyü duyan herkes anlar "türkünün kim için söylendiğini" bazen kaval eşlilik eder bu türkülere kavalın sesi yanık ise aşk bacayı çoktan sarmış demektir.
Yörüklerin bağrıda sesleride yanık olur. Bu nun iki nedeni vardır. Yüreklerinin yanıklığı; yaşadıkları toprakların aşkındandır.
Seslerinin yanıklığı ise türkülerdir.
Birde yörüklerin sesi diğer insanlara nazaran hep yüksek çıkar, bunun nedeni ise toros dağlarının bitmeyen poyrazından kaynaklanır. Poyraz kulakları uğuldatırcasına estiği için 200 metre ileride ki başka bir insana sesini duyurmak için sürekli yüksek sesle konuşması gerekir Yörüklerin. Buda çocukluktan itibaren ses tellerinin açılmasını sağlamaktadır.