Bir kuştur hayat…
Uçar gider...
Tutabilene aşk olsun...
Altın kadehte bir sırdır hayat…
İçip de kanabilene aşk olsun...
Yürüyorsun yollarda.
Yürüyorsun…
Yollar ki, engelsiz değil.
Takılmadan geçebilene aşk olsun...
***
Bahar bahçelerinden geçiyorum. Yeşil çimenlerin üzerine ihtiyar yapraklar o kadar güzel serpilmiş ki, güneşleniyorlar sanki. Bir ağaçtan toprağa gönderilen hediye ancak bu kadar güzel olabilir. Bir dalın çimenlere armağanı ancak bu kadar güzel olabilir. Az sonra aynı yerden geçtiğimde yerinde yeller esiyordu yorgun yaprakların. Rüzgâr süpürüvermiş bir yana. Her şey ama her şey bir şeyler anlatıyor bana. Anlıyorum yolcu olduğumu, anlıyorum yollarda olduğumu. Yolculuk ki, başlamışsa bir gün bitecek. Ama yolun neresinde? Bilmiyorum. Hiç kimse de bilemiyor.
***
Uzayıp gidiyor yollar önümde.
Bu yollarda yalnız değilim... Gölgemle beraber yürüyorum. Tek dileğim: Yolun ve yolculuğun hakkını vermek...
“Ben kimim? Kim bu insanlar? Nereye gidiyorlar?” Soruyorum.
Kimdir yürüyen bu yollarda? Kimdir bu garip yolcu? Kimdir sağımda solumda benimle beraber yürüyen?
Kimler yok ki?
-Rüzgâr, bulut, yaprak, ağaç, ses, nefes...
Her şey yolcu... Yürüyoruz yollarda, bu yolun kıvrımlarında. İnce ince gidiyoruz. Öylesine geçmek var, öylesine gitmek var, her adımın hakkını vererek yürümek de var bu yollarda. O zaman gölge memnun, gölgenin sahibi de memnun. Her halde bu halden içi de mesrur, kalbi de memnundur insanın.
-Sesleri duyan biri var. Bizi bu yollarda yürüten ve buralara gönderen biri var. Resmin tamamına bakabilen, anlar bunu. Dağ taş ova deniz...
Birlikteyiz ve akıp gitmekteyiz.
Şükür ki yalnız değiliz.
***
Evet, yollar, evler ve yollarda akıp giden diğer hayatlar o kadar iç içe ki, hiçbiri birbirinden uzakta değil, ama hiçbiri de birbirine o kadar yakın değil. İncecik bir perde var arada. O perdeyi koyan bir Yaratan var. Her bir hayatı gören ve gözeten bir Yaratan var.
Soralım son çıkışa gelmeden:
Yolla köprü arası kaç adım?
Hayatla ölüm arası kaç adım?
Çocuklukla gençlik arası kaç adım?
Gençlikle ihtiyarlık arası kaç adım?
Ve sonrası kaç adım?
Kaldı mı sayılacak, söyleyecek bir şey?
Belki de bu, attığımız son adım...
BİR SÖZ
Bir defa kaybolmaktansa, iki defa yolu sor.