Dünya sergisinde ve dünya pazarında en güzel seyrimizi ve ticaretimizi Ramazan’da yapıyoruz, bu ayda kavuşuyoruz nimetlerin en genişlerine.
Ramazan işte böyle bir mevsim. Fark eden için sonsuz bir mutluluğun kapısı, fark edemeyen için ise günlerin birbiri ardı sıra geçişinden ibaret.
-İnsanların hayatını ve kaderini bu kadar derinden etkileyen, Ramazan’dan başka böyle süreklilik içinde bir mevsim yok. İyilikler getiriyor, güzellikler getiriyor. Unuttuğumuz şeyleri tekrar öğretiyor, hatırlatıyor bize. Güzel yollara, güzel mekanlara götürüyor bizi. Ruhumuzun cennetine… Her şeyiyle güzel. Gecesiyle, gündüzüyle…
-Kur’ân’ı kerim yeni nazil olmuş gibi, hatimler ve mukabeleler eşliğinde yeniden muhatap oluyoruz ve böylece yeniden anlama ve yaşama gayreti içerisine girerek bu manevi iklimin tatlı esintilerine bırakarak ruhumuzu zerrelerimize kadar nefes aldığımızı hissederek bedenimizin ve ruhumuzun tazenlenmesine vesile ediyoruz ramazan ay'ını.
-Ne kapılar açılıyor, ne hazineler saçılıyor, yaşayan bilir. Evcek, ailecek sofralarda beraber oluyor, dostlar, akrabalar ağırlanıyor. Ezanla birlikte sessizlik kaplıyor herkesi ve dualar fısıldanıyor kaşık sesleri eşliğinde.
Evlerin Kapılarıyla birlikte gönül kapıkarıda açılıyor bu ay'da tatlı bir telaş ve huzur kaplıyor herkesi ve tüm evreni.
İnsanın kalbinden duyduğu ve hissettiği bir sevincin karşılığı vardır mutlaka dünyada. Ramazan’ın ve orucun getirdiği mutluluk işte böyle bir şey.
-Dünyaya bir daha gelmek mümkün olsaydı eğer, böyle bir ayın güzelliğini, hayatına serptiği rahmeti doya doya tatmak ve Hayata Ramazan’la başlamak isterdi herkes, eminim. Tadan bilir, yaşayan bilir.
-Kısacık ömrümüzde akıp giden bir su gibi tutamayız güzellikleri, kayar gider elimizden. Ramazan, maddesiyle, mânâsıyla hayatımızın boşa akan tarafını durdurdu adeta, hayra yönlendirdi. Hayatın akışına hayat kattı. Ramazan hayatımızı büyütür, çoğaltır ve saflaştırır. Hayatına bu kadar dikkat ve özen gösterirse insan, Allah’ın istediği gibi bir hayatı yaşamaya azmederse eğer, işte dünya, böylesine güzel bir yer oluyor, meleklerin bile gıpta ettiği bir mekân oluyor.
-Okuduklarımızın üzerimizdeki etkisi, inşaallah bir ömür sürecek. Ömrün sonunda da inşaallah o güzel meyvesini vermesini Rabbimizden niyaz ediyoruz. Dünya sergisinde ve dünya pazarında en güzel seyrimizi ve ticaretimizi Ramazan’da yapıyoruz, bu ayda kavuşuyoruz nimetlerin en genişlerine.
-Şimdi ise bir dileğimiz var Rabbimizden, o geniş rahmetinden: Affını niyaz ediyoruz, bağışlanmayı diliyoruz.
-Hazreti Aişe (ra) validemizin “Kadir Gecesi’ne yetişirsem ne yapayım?” sorusuna Hazreti Peygamber’in (asm) verdiği cevapta tavsiye ettiği duâ gibi: “Allah’ım, Sen affedicisin, affetmeyi seversin. Beni de affeyle.”
*Bizleri de inşaallah… Cümlemizi de affeyle yâ Rabbi…
-Hayırlar yapılıyor. Hem de kimseye sezdirmeden. Fitreler, Zekâtlar, sadakalar veriliyor gücümüz nispetinde.
*Bakın, Hazreti Ali (ra) sadaka için ne diyor:
“Sadaka sahibinin elinden çıktığında ihtiyaç sahibinin eline girmeden beş şey söyler:
1) Ben az idim, sen beni çoğalttın.
2) Ben küçük idim, sen beni büyüttün.
3) Ben sana düşman idim, sen beni kendine dost ettin.
4) Ben fâni idim, sen beni bâki ettin.
5) Evvelce sen beni bekler idin, şimdi ben senin bekçin oldum.”
-Kurtuldu insanlar, kurtuldu Müslümanlar. Tek derdi dünya olmaktan kurtuldular. Zaten bir şeylerin yanlış gittiğini görüyorlar, ama mani olamıyorlardı. Biliyorlardı tek derdi dünya olanın dünya kadar derdinin olduğunu. Ama bu gidişatı değiştirmeye kimsenin gücü yetmiyordu. Bu çağın insanı bin bir illetler içinde kıvranıyordu. Şükür ki yetişti Ramazan, şükür ki ufkumuzda yeni bir gün doğdu.
-Sayısız nimetleriyle bizi besleyip büyüttüğü için Rabbimize hamd olsun. Düşene el atana, yağmurlu bir günde yürürken şemsiye açana bile teşekkür ediyor insan. Rahmetini üzerimize böylesine bolca serpen Rabbimize nasıl şükretmeyelim ki?
*Ömrünüzün Ramazan bereketinde ve bayram sevincinde geçmesi dileğiyle esen kalın.
Her türlü görüş ve önerilerinizi sahaf1sahaf@gmail.com adresinden iletebilirsiniz.