YAKALANANLARIN HAKLARI
KİŞİNİN İSNADI ÖĞRENME HAKKI
Yakalanan kişilere, yakalama sebepleri ve haklarındaki iddialar herhaldeyazılı ve bunun hemen mümkün olmaması hâlinde sözlü olarak derhal, toplu suçlardaen geç hâkim huzuruna çıkarılıncaya kadar bildirilir (Any. m. 19, f. 5; PVSK. m. 13; YGAİAY. m. 6, f. 4). Yakalanan kişiye yakalanmasının sebebi yazılı olarakbildirilmemişse, yapılan yakalama hukuka aykırı bir nitelik kazanacağından, ilgilinintazminat isteme hakkı doğar.
YAKINLARINA BİLGİ VERME HAKKI
Şüpheli veya sanık yakalandığında, C.Savcısının emriyle bir yakınına veya belirlediği bir kişiye gecikmeksizin haber verilir (CMK. m. 95, f. 1).Yakalama, Gözaltına Alma ve İfade Alma Yönetmeliği’nin 8’inci maddesi uyarınca; kişinin yakalandığı Cumhuriyet savcısının emriyle, gecikmeksizin yakalanan kişinin bir yakınına, kendisi ile birlikte bir kişi varsa bu kişi vasıtasıyla bildirilecektir. Suçun işlendiği veya yakalandığı yerde ikâmet ediyorsa ve haber vereceği yakınının telefon numarasını biliyorsa ya da kolluk vasıtasıyla sair suretle tespit edilebiliyorsa, telefon ile bilgi verilecektir.Terörle Mücadele Kanunu (TMK.) kapsamına giren suçlarda, soruşturmanın amacı tehlikeye düşebilecek ise yakalanan kişinin durumu hakkında Cumhuriyet savcısının emriyle “sadece bir yakınına” bilgi verilir (TMK. m.10, f. a).Yakalanan kişi yabancı ise, yazılı olarak karşı çıkmaması hâlinde, durumu, vatandaşı olduğu devletin konsolosluğuna bildirilir (CMK. m. 95, f. 2). Soruşturulması şikâyete bağlı suçlarda, suçüstü hâlinde çocuklara, beden veya akıl hastalığı malûllük veya güçsüzlükleri nedeniyle kendilerini yönetemeyenlere karşı işlendiği için şikâyet beklenmeden yakalamaya başvurulan hâllerde (CMK. m.90, f. 3), şikâyete yetkili olan kimseye ve bunlar birden fazla ise hiç olmazsa birine yakalama bildirilir (CMK. m. 96).
HAKİM ÖNÜNE ÇIKARILMA HAKKI
Yakalanan kişinin en önemli hakkı, hâkim önüne çıkartılmaktır. Bu durum,özgürlüğü kısıtlanan kişi açısından bir güvencedir.Kolluk tarafından yakalanan kişi ve olay hakkında Cumhuriyet savcısına hemen bilgi verilerek, emri doğrultusunda işlem yapılır (CMK. m. 90, f. 5).Yakalanan kişi, Cumhuriyet savcılığınca bırakılmazsa, soruşturmanın tamamlanması için gözaltına alınmasına karar verilebilir. Gözaltı süresi, yakalama yerine en yakın hâkim veya mahkemeye gönderilmesi için zorunlu süre hariç, yakalama anından itibaren yirmidört saati geçemez.Yakalama yerine en yakın hakim veya mahkemeye gönderilme için zorunlu süre oniki saatten fazla olamaz (CMK. m.91, f. 1).Bilindiği üzere Ceza Muhakemesi Kanunu, gıyabi tutuklamayı kaldırmıştır.Dolayısıyla hâkim veya mahkeme bir kimseyi, yokluğunda veya gıyabında tutuklayamayacaktır.Bununla birlikte artık Ceza Muhakemesi Kanununun 98’inci maddesine göre düzenlenecek yakalama emrine istinaden yakalama yapılabilecektir.Hâkim veya mahkeme emri ile yapılan yakalamada ne yapılacağı CMK.m. 94’de düzenlenmistir. Buna göre; hâkim veya mahkeme tarafından verilen yakalama emri üzerine soruşturma veya kovuşturma evresinde yakalanan kişi, en geç yirmidört saat içinde yetkili hâkim veya mahkeme önüne çıkarılamıyorsa, aynı süre içinde en yakın sulh ceza hâkimi önüne çıkarılır; serbest bırakılmadığı takdirde, yetkili hakim veya mahkemeye en kısa zamanda gönderilmek üzere tutuklanır (CMK. m. 94).
MÜDAFİİN HUKUKİ YARDIMINDAN YARARLANMA HAKKI
Yakalanarak gözaltına alınan şüphelinin ifadesi alınmadan önce, müdafii seçme hakkının bulunduğu ve onun hukukî yardımından yararlanabileceği, müdafiin ifade sırasında hazır bulunabileceği, kendisine sorulacaktır (CMK. m. 147, f. 1-c).Şüpheliden kendisine bir müdafi seçmesi istenir.Şüpheli, müdafi seçebilecek durumda olmadığını beyan ederse, istemi hâlinde bir müdafi görevlendirilir. Müdafii bulunmayan şüpheli; çocuk, kendisini savunamayacak derecede malul veya sağır ve dilsiz ise, istemi aranmaksızın bir müdafi görevlendirilir. Alt sınırı beş yıldan fazla hapis cezasını gerektiren suçlardan dolayı yapılan soruşturma ve kovuşturmada da müdafii tayini zorunludur (CMK. m. 150). Soruşturma ve kovuşturma evrelerinin her aşamasında müdafiin, şüpheli veya sanıkla görüşme, ifade alma veya sorgu süresince yanında olma ve hukukî yardımda bulunma hakkı engellenemez, kısıtlanamaz (CMK. m. 149, f. 3).Şüpheli veya sanık vekâletname aranmaksızın müdafi ile her zaman ve konuşulanları başkalarının duyamayacağı bir ortamda görüşebilir.
Soruşturmayı geciktirmemek kaydıyla ve yakalanan kişi isterse, vekâletname aranmaksızın en çok üç müdafi ifadede hazır bulunabilir. Her kolluk biriminde görüşme için uygun şartları haiz görüşme odası ayrılır (YGAİAY. m. 21, f. 3,4). Terörle Mücadele Kanunu kapsamına giren suçlarda, şüpheli, gözaltı süresince yalnız bir müdafiin hukukî yardımından yararlanabilir.Gözaltındaki şüphelinin müdafii ile görüşme hakkı, Cumhuriyet savcısının istemi üzerine, hâkim kararıyla yirmidört saat süre ile kısıtlanabilir; ancak bu süre içerisinde ifade alınamaz (TMK. m.10, f. b). Müdafii, soruşturma evresinde dosya içeriğini inceleyebilir ve istediği belgelerin bir örneğini harçsız olarak alabilir (CMK. m. 153, f. 1).Müdafii, soruşturma evresinde dosya içeriğini inceleyebilir ve istediği belgelerin bir örneğini harçsız olarak alabilir (CMK. m. 153, f. 1). Müdafiin dosya içeriğini incelemesi veya belgelerden örnek alması,soruşturmanın amacını tehlikeye düşürebilecek ise, Cumhuriyet savcısının istemi üzerine, sulh ceza hâkiminin kararıyla bu yetkisi kısıtlanabilir (CMK. m. 153, f. 2).Yakalanan kişinin veya şüphelinin ifadesini içeren tutanak ile bilirkişi raporları ve adı geçenlerin hazır bulunmaya yetkili oldukları diğer adlî işlemlere ilişkin tutanaklar hakkında, bu hüküm uygulanmaz (CMK. m. 153, f. 3).
Terörle Mücadele Kanunu kapsamına giren suçlarda, Müdafiin dosya içeriğini incelemesi veya belgelerden örnek alması, soruşturmanın amacını tehlikeye düşürebilecek ise, Cumhuriyet savcısının istemi üzerine hâkim kararıyla bu yetkisi kısıtlanabilecektir (TMK. m. 10, f. d)
İFADE VERME VEYA SORGU HAKKI
Yakalanarak gözaltına alınmış bulunan kişilerden alınan ifade, ceza muhakemesi hukukunda ayrı bir önem taşır.Şüpheli veya sanık, çoğu defa olayı en iyi bilenlerden biridir.Beyanın doğruluğu kişinin suçlu olup olmamasıyla yakından ilgilidir.Kuşkusuz, kişinin doğruyu söyleyip söylemediğini yargıç takdir edecektir.Kanuna göre şüpheliyi ve sanığı ancak yargıç sorguya çeker. Kanun, şüphelinin kolluk görevlileri veya Cumhuriyet savcısı tarafından soruşturma konusu suçla ilgili olarak dinlenmesini, “ifade alma”; bunun yanında, şüpheli veya sanığın hâkim veya mahkeme tarafından soruşturma veya kovuşturma konusu suçla ilgili olarak dinlenmesini ise, “sorgu” olarak tanımlamıştır (CMK. m. 2). Kanun, ifade ve sorguda uyulacak hususları göstermiştir.Buna göre öncelikle yapılması gereken, şüpheli veya sanığın kimliğini saptamaktır.Şüpheli veya sanık, kimliğine ilişkin soruları doğru olarak cevaplandırmakla yükümlüdür (CMK. m. 147, f. 1-a). Şüpheli veya sanık, kimliği ile ilgili sorulara cevap vermediği taktirde, Kabahatler Kanununun 40’ıncı maddesinde belirtilen “kimliği bildirmeme” kabahati; kimliği ile ilgili sorulan sorulara yanlış ve yanıltıcı bilgi verirse, Türk Ceza Kanununun 206’ncı maddesinde düzenlenen “resmî belgenin düzenlenmesinde yalan beyan” suçunun yaptırımıyla karşılaşabilecektir.Sonraki adımda, şüpheli veya sanığa yüklenen suç anlatılır (CMK. m. 147, f. 1-b). Burada sadece yüklenen suçun adının değil, aynı zamanda somut olayın da kısaca anlatılması gerekir.
YAKALANAN KİŞİ HAKKINDA YAPILACAK İŞLEMLER
YAKALANAN KİŞİYE KANUNİ HAKLARININ BİLDİRİLMESİ
Kolluk yakalanan kişiye kanuni haklarını derhal bildirir.Ancak bunun için kolluk, yakalandığı sırada kaçmasını, kendisine veya başkalarına zarar vermesini önleyecek tedbirleri aldıktan sonra, yakalanan kişiye derhal yasal haklarını bildirir (CMK m.90/4).Haklar ilk yakalanma anında söylenmelidir.Yakalama sırasında kişiye, suç ayrımı gözetilmeksizin yakalama sebebi, susma ve mudafiden yararlanma hakları bildirilir (YGAİAY m.6/4).Bu hakların bildirilmesine ilişkin olarak YGAİAY m.6/7’ye göre, şüpheli ve sanık hakları formunun düzenlenmesi gerekmektedir.
ZOR KULLANMA DURUMU
Yakalama, sadece kaçanı engelleme yetkisini veren bir koruma tedbiridir.Bu amaçla, ancak yakalananın direnmesi durumunda her türlü tedbir alınabilir ve zor kullanılabilir (PVSK m.13/3; CMK m.90/4). Yakalanan kişi üzerinde zor kullanılması, yapılan işin özelliğinin bir sonucudur. Çünkü kişi yakalanmış olmakla, özgürlüğünden yoksun hale gelmiş ve kolluk görevlilerinin gözetim ve denetimine girmiş olmaktadır. Bu nedenle yakalandıktan sonra kişinin kaçmasının önlenmesi, kendine ve çevreye zarar vermesinin önüne geçilmesi amacıyla zor kullanılması tabidir.Zor kullanmada aranacak diğer bir husus, buna başvurmanın zorunlu olmasıdır.Zira zor kullanma ancak zorunlu durumlarda başvurulabilen bir yoldur. Yakalanan kişinin, olan ya da olabilecek saldırısı ve direnmesini etkisiz hale getirecek ölçüde zor kullanılması adeta “tek çare” olmalıdır.Yakalamayı yapan görevlinin haklı tedbirlerine karşı, yakalanan meşru müdafaa halinde bulunamaz.Buna karşılık; hukuka uygun olarak alınan tedbirlere karşı, yakalanan kişinin direnmesi halinde yakalamayı yapan meşru müdafaa hakkına sahiptir.Yakalama için kuvvet kullanılması, ancak “orantılılık ilkesi” çerçevesinde geçerlidir.Zor kullanma, direnmeyi giderecek ölçüde olmalıdır. Zor kullanma olayın durumuna göre zorunlu ve olayın ağırlığıyla uygun orantılı olmalıdır (PVSK ek m.6/2).Örneğin, basit bir hırsızlıktan sonra kaçan kimsenin arkasında polis köpeğinin saldırtılması hukuka aykırıdır.
YAKALAMANIN TUTANAĞA BAĞLANMASI
CMK 169/2 maddesi uyarınca, her soruşturma işlemi tutanağa bağlanmak zorundadır.Bir soruşturma işlemi olan yakalama işlemi de CMK m.97 de şu şekilde ele alınmıştır : “Bu tutanağa yakalananın, hangi suç nedeniyle, hangi koşullarda, hangi yer ve zamanda yakalandığı, yakalamayı kimlerin yaptığı, hangi kolluk mensubunca tespit edildiği, haklarının tam olarak anlatıldığı açıkça yazılır”. Ayrıca bu tutanağın bir sureti yakalanan kişiye verilir (YGAiAY m. 6/4).Yakalama kolluk görevlisi tarafından bizzat yapılmış ise, bunu gerçekleştiren kolluk görevlisinin kimlik bilgileri, görevinin niteliği ve nerede görev yaptığı düzenlenecek tutanakta açıkça yazılmalıdır. Ayrıca, yakalanan kişinin, yakalamayı yapan kolluk görevlileri dışındaki şahıslar tarafından kolluk görevlilerine teslim edildiği anda da, bunu tespit ve teslim alan kolluk görevlisinin açık kimliği ile görevinin niteliği ve nerede görev yaptığı tutanakta açıkça gösterilmelidir. Yakalamanın kolluk görevlisi tarafından değil de, CMK 90/1 maddesinde öngörülen şekil ve şartlarda herkes tarafından yapılan bir yakalama olması durumunda ise, bu yakalamayı yapan kişinin açık kimlik bilgilerinin tutanağa yazılması gereklidir.
ÜST VE VÜCUT ARAMASI
Yakalama işlemi, kişi özgürlüğünün fiilen kısıtlanması ile gerçekleşmiş olur.Bundan sonra kolluk kuvvetlerinin yapacağı ilk işlem, yakalanan sanığın üst aramasını yapmaktır. Bu arama ile yakalanan kişinin kendisine veya başkalarına zarar verebilecek silah gibi unsurlardan arındırılması sağlanır (YGAİAY m. 6/2). Kişiyi yakalama yetkisi,onun üzerini ve konutunu arama yetkisi vermez. Mesela, herkese yakalama imkanı tanınan yerlerde bir kimse sanığı yakalasa da üzerini arayamaz.Ancak, kimliğinin tespitini yapabilir.Yakalama da ayrıntılı arama yapılabilmesi için “yazılı emir” alınmalıdır.CMK 161.madde uyarınca, bütün adli işlemler Cumhuriyet Savcısı emri ile yapıldığı için, yakalananların derhal savcıya bildirilmesi ve gerekli emirler alınacağından nezarethaneye almak için yapılan aramalarda yazılı emir şartı gerçekleşmiş sayılır[1]
CUMHURİYET SAVCISINA HABER VERİLMESİ
CMK, soruşturma evresinde Cumhuriyet savcısını, bu evrenin gerçekanlamda idarecisi konumuna getirmeyi amaçlamaktadır. Bu nedenle, CMK 90/5 maddesinde, resmi sıfatı bulunmayan üçüncü kişiler tarafından CMK 90/1 maddesine göre yakalanıp kolluğa teslim edilen veya kolluk görevlileri tarafından CMK 90/2 maddesine göre yakalanan kişi ve olay hakkında Cumhuriyet savcısına hemen bilgi verilerek, emri doğrultusunda işlem yapılması öngörülmektedir.Emrin şekli ve yerine getirilmesi Yakalama, Gözaltına Alma ve İfade Alma Yönetmeliği 6/8 maddesinde şu şekilde ifade edilmiştir:“Yakalanan kişi ve olay hakkında Cumhuriyet savcısına hemen bilgi verilerek, emri doğrultusunda işlem yapılır. Cumhuriyet savcısı tarafından verilen sözlü emir, en kısa zamanda yazılı hale dönüştürülerek mümkün olması halinde en seri iletişim vasıtasıyla ilgili kolluğa bildirilir; aksi halde ilgili kolluk görevlilerince alınmasına hazır edilir. Ancak kolluk görevlisi emrin yazılı hale getirilmesini beklemeden sözlü emrin gereğini yerine getirir”. Bu durumda, kolluk görevlileri, yakalanan kişi ve olay hakkında vakit geçirmeden Cumhuriyet savcısına bilgi vermek ve Cumhuriyet savcısı sözlü emir verse dahi yerine getirmekle yükümlüdür. Çünkü CMK 161/3 maddesi uyarınca, daha sonra yazılı hale getirilmek koşuluyla, acele hallerde Cumhuriyet savcısının telefonla vereceği sözlü emir de yeterlidir.
YAKINLARINA VE İLGİLİLERE BİLDİRME
Anayasa 19/6 maddesinde, kişinin yakalandığının yakınlarına derhal bildirileceği öngörülmektedir.Ayrıca CMK 95/1 maddesinde, şüpheli veya sanık yakalandığında, Cumhuriyet savcısının emriyle bir yakınına veya belirlediği bir kişiye gecikmeksizin haber verileceği hükmü yer almaktadır. Yakalanan veya gözaltına alınan kişi yabancı ise yabancı kişi hakkında yakalama, gözaltına alma ve gözaltı suresinin uzatılması işlemleri vatandaşı olduğu devletin konsolosluğuna bildirilecektir. Ancak bunun için kişinin yazılı olarak durumunun ilgili konsolosluğa bildirilmesine rıza göstermesi koşulu aranacaktır (CMK madde 95/2).Yakınlar tabirinden; ilgilinin eşi, çocukları, ana ve babası gibi kan veya evlilik ya da evlatlık bağıyla yakın olan kimseler anlaşılır. Bununla birlikte yakınlık kavramının belirlenmesinde, ilgilinin kendi beyanına üstünlük tanınması gerekir. Ancak, kimseye haber verilmemesinde ısrar ederse yazılı beyanını almak yerinde olur Diğer taraftan; yakalamanın yapıldığı yerin özelliği (coğrafi durum ve ulaşım sorunu gibi nedenlerle), hemen yakınlarına haber vermeye elverişli olmayabilir. Bu nedenle yakınlarına haber verme işleminin, sadece “yakalanan kişi resmi makamlara teslim edildikten sonra” veya diğer bir deyimle karakola getirildikten sonra yerine getirilmesini kabul etmek daha gerçekçi olur.
SAĞLIK KONTROLÜ
Yakalanan kişi, yakalanırken kuvvet kullanılsın ya da kullanılmasın, karakola ya da gözaltı birimine getirilmeden önce, otomatik olarak sağlık kontrolünden geçirilecektir. Yakalanan kişinin gözaltına alınacak olması veya zor kullanılarak yakalanması hallerinde doktor kontrolünden gecirilerek yakalanma anındaki sağlık durumu belirlenir (YGAİAY m.9/a).
YAKALANAN KİŞİNİN İFADESİNİN ALINMASI
CMK m.90/5 kapsamında cumhuriyet savcısının yakalanan kişi hakkında göz altı kararı vermeden önce ifade alması yada emri üzerine kolluk tarafından yakalanan kişinin ifadesi aldırması mümkündür.CMK’da bu kapsamdaki düzenlemenin CMUK’tan farkı artık kolluğun cumhuriyet savcısının emir olmadan ifade almaya yetkisinin olmamasıdır.
İfade alma esnasında bir takım kurallara uyulmalıdır.Örneğin CMK m.147 de düzenlenen ifade esnasında öncelikle kişinin kimliği saptanacaktır.Yakalanan kişi CMK m.147 /1/a kapsamında kimlik bilgilerini doğru cevaplandırmak zorundadır. Yakalanana, ilk yakalama esnasında ne ile suçlandığının bildirilmi olmasına bakılmaksızın, isnadı öğrenme hakkının, savunma hakkının temel unsurlarından olması sebebiyle, ifade alma öncesinde yüklenen suç tekrar anlatılacaktır (CMK m. 147/1-b).Ardından yakalanan kişiye aşağıda sayacağımız kanundan ve anayasadan kaynaklanan susma hakkı ve müdafiden yararlanma hakkı gibi hakları anlayabileceği bir şekilde anlatılmalıdır. İfade alma esnasında yakalanan kişi, müdafi yardımından yararlanmayı istemişse, müdafii gelmeden ifade alma işlemine başlanmamalıdır.Yakalanan kişinin ifadesi alınırken müdafi yardımından yararlanmak istediği ve fakat müdafi seçecek durumda olmadığı durumda, kendisine baro tarafından bir müdafi görevlendirilecektir (CMK m. 147/1-c). Bununla birlikte, müdafii bulunmayan yakalanan, çocuk, kendisini savunamayacak derecede malûl veya sağır ve dilsiz ise, istemi aranmaksızın bir müdafii görevlendirilecektir (CMK m. 150/2). Yine, alt sınırı beş yıldan fazla hapis cezasını gerektiren suçlardan dolayı yapılan soruşturma ve kovuşturmalarda, istem aranmaksızın bir müdafi görevlendirilecektir (CMK. m.150/3). Şu halde, söz konusu zorunlu müdafilik hallerinin bulunması durumunda, ifadesi alınacak olan yakalanan, talep etmese dahi, müdafi yardımından yararlandırılacakve ifadesi, ancak müdafii geldikten sonra alınmaya başlanacaktır.
YAKALANAN KİŞİNİN HAKİM HUZURUNA ÇIKARILMASI
Anayasa 19/5 maddesinde, yakalanan kişinin,tutulma yerine en yakın mahkemeye gönderilmesi için gerekli süre hariç en geç kırksekiz saat ve toplu olarak işlenen suçlarda en çok dört gün içinde hakim önüne çıkarılacağı ve kimsenin, bu süreler geçtikten sonra hakim kararı olmaksızın hürriyetinden yoksun bırakılamayacağı öngörülmektedir.Yakalanan kişinin hakim önüne çıkarılmasındaki amaç kişinin serbest bırakılmasına, tutuklanmasına yada adli kontrol tedbirlerinden bir yada bir kaçına karar verebilmektir.CMK m.94’ te “ Hakim veya mahkeme tarafından verilen yakalama emir üzerine soruşturma veya kovuşturma evresinde yakalanan kişi, en geç yirmidört saat içinde yetkili hakim veya mahkeme önüne çıkarılamıyorsa, aynı sure içinde en yakın sulh ceza hakimi önüne çıkarılır;serbest bırakılmadığı takdirde yetkili hakim veya mahkemeye en kısa zamanda gönderilmek üzere tutuklanır” hükmü yer almaktadır.Bu hükümdende anlaşılacağı gibi yakalanan kişinin bir an once kanunda sayılan süreler içerisinde hakim önüne çıkarılması ve gerekli ise koruma tedbirlerinin uygulanmasına karar verilmesi karara bağlanır.
YAKALAMANIN SONA ERMESİ
CMK 90/5 maddesi uyarınca, yakalanan kişi ve olay hakkında bilgi verilen Cumhuriyet savcısı, yakalanan kişinin serbest bırakılması emri verebilir. Bu durumda, yakalama tedbiri sona erecektir.Belirtelim ki, kolluk görevlileri, Cumhuriyet savcısının emri olmadan yakalanan kişiyi bırakamaz. Öte yandan,Cumhuriyet savcısı, CMK 91/2 maddesi uyarınca, soruşturmanın tamamlanması için yakalananın gözaltına alınmasına karar verebilir. Bu halde de yakalama tedbiri sona erecektir.NYakalama işlemine karşı CMK 91/4 maddesi uyarınca sulh ceza hakimine yapılacak başvuru üzerine hakimin vereceği “yakalananın derhâl soruşturma evrakı ile Cumhuriyet Savcılığında hazır bulundurulması kararı” veya serbest bırakma kararı ile de yakalama sona erecektir.