İnsan ürettikleri ile mi yoksa sahip olduklarıyla mı varoluşunu hisseder?
Fizyolojik ve psikolojik bir çok rahatsızlığın ve sorunun arttığı günümüzde, insanoğlu artık daha zor mutlu oluyor...
-Mutlu olması için çok daha fazla şeye sahip olması gerekiyor yani mutluluk şartlara bağlı bir duygu olmaya başladı belli kriterler ve standartlar gerçekleşmediğinde kolayca hüzün ve kedere kaptırıyor kendini.
- Yetersiz ve değersiz hissetmemiz artık daha kolay ve mutsuz olmak için sadece kendi sahip olduklarımızdan daha fazlasına sahip biriyle tanışmamız yeterli oluyor.
- Değer ve değersizlik kavramları bile sahip olunan maddi ölçülerle belirlenir oldu.
-Üretmenin kendisi zevk verici olmaktan çıkınca sahip olunanlar sergilenmeye başlandı ve elindekileri göstererek değerli olma duygusu ağır basınca insanlar paylaşmak için değil sergilemek için bir araya gelir oldular...
-Birlikteyken yaşanan kim daha mutlu yarışmaları Asrın trendi olmaya başladı. Bu durumdan her ne kadar rahatsız olunsa da, görmek ve görünmek isteği daha galip gelmekte.
- Evde yalnızken kendi iç sesimizi duymaktan korkup kapıdan içeri girer girmez radyo ve televizyon açılıyor. Sessizliğin sesi dahi bizi korkutuyor artık...
- Kendi iç sesine kulaklarını tıkayan insan dışarıdan gelen seslerin rüzgarına kapılıyor ve sürekli almak ve sahip olmak dürtüsü onu kendine yabancılaştırıyor.
- Her şeyi hazır almaya başladık elimizle üretmek ise sadece bir fantezi haline geldi.
-Hazır almak, alma gücünün sergilenen yüzü olunca, elimizle yaptıklarımız maddi yetersizliğin gizli görüntüleri olarak algılanır oldu.
Hatta almanın ötesinde nereden aldığın daha önemli olmaya başladı.
- Bu hızlı tüketim yani al kullan at mantığı insan ilişkilerine de yansıdı ilişkiler arkadaşlıklar ve evlilikler çok kolay başlayıp çok kolay biter oldu emek verilen zaman tanınan ilişkiler yerine uymayınca yenisi aranan birliktelikler doğdu.