Ruhlar aleminde verilir yolculuğumuzun ilk startı ve ilk molamızı veririz Anne Rahminde,burada ete kemiğe bürünerek yolculuğumuzun dünya safhasına geçeriz.
-Bebek olur el üstünde tutuluruz derken, birde bakmışız et ve kemikle birlikte, Akıl, hayal, heves, his gibi güzel ve özel duygularımızında bedenimize konulmuş olduğunu keşfederiz yaşam denen zaman tünelinde geliştikçe.
-Çocukluk yıllarımızda başlarız hayal kurmaya ve kendimize hedefler koymaya...
Bizlere sorar büyüklerimiz
-Ne olacaksın büyünce?
-Ne yapmak istiyorsun?
-Hedeflerinde neler var? Gibi sorulara muhatap oluruz.
-Büyüdükçe ihtiyaçlarımızda değişir / belkide biz büyüdükçe ihtiyaçlarımızda büyür. Bu yüzden çoğu kez değişir sorulara verdiğimiz yanıtlar.
* Hedeflerimiz hayallerimiz bizi güzel olana götüren birer vasıtadır aslında.
- Ama çoğu zaman güzel hayalimiz hırsımızın esiri oluyor ve yorgun düşüyor sonunda.
-Hayallerimizi kurarken güzellikler hedefliyoruz ilerisi için, ama hırsımız bize yolcu olduğumuzu unutturuveriyor ve boğuyor bizleri ve güzel hayallerimizi...
*Hep rahat yaşamak istiyoruz ve fıtratımız gereği rahata düşkünüz, ama unuttuğumuz bir kaide var! " Rahat zahmette, zahmet rahatta " Yani çalışarak rahat edebiliriz, rahat ederek çalışamayız.
- Yolculuğumuz devam etiğine göre; yolculuklarda meşakkat çok olur bu yüzden pek az rahat edip, çok meşakkat çekeceğiz.
-Çalışmalıyız en iyisi için / en iyi yolculuklarımız ve en güzel yolculuk hatıralarımız için fakat yolcu olduğumuzu unutmamalıyız.
* Rahat etmeyi yaşamın birinci kuralı haline getiriyoruz ve bütün hayat enerjimizi bu tek hedef üzerinde tüketiyoruz ve böylece rahatsız bir hayat yolculuğu geçiriyoruz.
*Nasıl mı?
- Şu okul bir bitsin rahat ederim
- Şu üniversite bitsin rahat ederim
- Şu işe gireyim / atanayım rahat ederim
- Evleneyim rahat ederim
- Şu arabayı alayım rahat ederim
- Bir bankadan kredi çekeyim rahat ederim
- Bir ev alayım rahat ederim
...........................
*Oysa zaten bunlar hayatın programları şartları. -Bizlere düşen sadece elimizden geleni yapmak / yaptığımızda da nasibimiz de olanları elde edeceğiz ve nasibimiz kadar tüketeceğiz.
- Ancak bizler rahat uğruna türlü türlü zahmetler yüklüyoruz hayat yolunda kendimize.
- Rahata ermek için sağlığımızı hiçe sayıyoruz.
- Tam rahatı bulduğumuzu sandığınızda sağlığımız elden gitmiş oluyor.
- Ve derken birde bakıyoruz ki, vertigo, tansiyon, şeker, kalp krizi gibi hastalıklar baş gösteriyor narin ve nazik bedenimizde.
-Çünkü kapitalist sistem bizlerin bu rahat etme zaafımızdan yararlanarak, bizlere bunları dayatıyor/ yeni ihtiyaçlar üretiyor. Rahat uğruna sağlığımızı ihmal etmemizi istiyor ve bu süreçte " işten artmaz dişten artar" diyerek sağlıksız gıdalar tüketmemiz için bizleri teşvik ediyor.
-Şunu unutmamalıyız Yolculuğumuz devam ediyor... Hayatı akışına bırakmalıyız ama asla tedbiri elden bırakmamalıyız. Lakin bizim rahatımızı bozacak olan metaların peşinden de koşmamalıyız.
Hayat yolculuğunuz keyifli ve başarılı geçsin ve mutlu sonla bitsin.
Esen kalın.
Her türlü görüş ve önerilerinizi sahaf1sahaf@gmail.com adresinden bizlere iletebilirsiniz.