Mevsimler ve aylar adeta birer vagon gibidirler… İlk Baharda yüklemeye başlar yüklerini sıra sıra ihtiyaca ve istasyona göre istifler. Sırası geldikçe boşaltır ve yeni yükler alır zaman zaman.
Bu yükler hayvanların ve insanların yaşamlarını devam ettirebilmeleri için olmazsa olmazları olan ihtiyaç duydukları çeşit çeşit ve bin bir türlü meyveler, Tahıllar, sebzelerden oluşur…
Mevsim vagonları zaman istasyonunda birer birer indirirken levazımatları, dünya yolcuları da ihtiyaçlarını gidermek ve daha sonra kullanmak üzere bu çeşit çeşit meyvelerden, sebzelerden, tahıllardan biriktirmeye ve saklamaya başlarlar.
Arpaların ve buğdayların başakları boy verdi sarardı, Erikler, Kirazlar kızardı, Üzümler salkım salkım göz boyadı, Armutlar dallarda sallandı ve Haziran, Temmuz, Ağustos derken yaz bitiverdi ve Eylül’le birlikte Son baharın gölgesi düşmeye başladı yavaştan üzerimize…
Eylül demek aynı zamanda kışa hazırlık ay’ı demekti.
Tatlı bir koşturmaca başlar bu ayda dünya yolcusu insanlarda.
Zira kış aylarında mevsim vagonları çok az yiyecek bırakırlar bu ise insanların ve hayvanların yaşamının devamlılığı için yetersiz kalmaktadır. Bunu bilen insanoğlu bu bereketli günleri boşa geçirmez elbette.
Çoktan başladılar Anadolu insanları kış hazırlıklarına.
Her yörenin kendine özgü kışlık gıda çeşitliliği bulunsa da birçoğu ortak besin maddelerinden oluşur. Peynirler derilere ve tulumlara çoktan basıldı, meyveler kurutuldu. Şu sıralar salçalar, turşular, tarhanalar ve konserlerin yapımı hız kazanmış durumda.
Mevsimler ezelden beridir böylece döner durur dünyayla birlikte, peşi sıra insanoğlu yol alır.
Kimimiz baharı, kimimiz yazı, kimimiz kışı severiz ve sevdiğimiz mevsimi gözleriz.
Aslolan dört mevsimi de sevebilmektir. Aslında, her mevsim içerisinde güzellikler barındıran gelip geçen birer vagon değil midir? Mevsimler dönerken, yapraklar açıp, dökerken elimizden kayıp giden zamanın geri dönmeyecek oluşu, bizlere her şeyin ne kadarda kıymetli olduğunu hatırlatmak istiyor.
Kışı rahat geçirebilmek için gıda hazırlıkları yapıyoruz doğal olarak… Peki her insanın başında olan ebedi yolculuğumuz için ne kadar hazırlık yapabiliyoruz?
İnsanca yaşayıp,” Yaratandan ötürü, yaratılanı severek” yol alabiliyor muyuz?
Hayvanların, insanların ve ağaçların haklarının olduğunu ve saygı gösterilmesi gerektiğini biliyor muyuz?
Yazımıza Mevsimleri anlatan, Yıldırım Gürses’e ait bir şarkı sözüyle son verelim” yine mevsimler dönecek, yine yapraklar düşecek, giden gençliğimiz geri gelmeyecek”
Tüm mevsimlerin gönlünüzce olması dileğiyle esen kalın.
Her türlü görüş ve önerilerinizi sahaf1sahaf@gmail.com adresinden bizlere iletebilirsiniz.