Ah deriz, vahlar deriz, eyvah deriz...Bir dokun bin ah işit derler ya hani, günümüz dünyasında ahlar eksik olmuyor zira herkesin bir derdi var. Dokunduğumuzda ah işitmeyeceğimiz neredeyse kimse yok gibi etrafımızda.
Çocuğun derdi okulla, gençlerin derdi sınavlarla ve iş bulmakla, kadının derdi ev işleri ve çocuklarıyla, erkeğin derdi işleriyle...
Liste uzayıp gidiyor böylece, zira herkes bir şeylerden şikayetçidir..
Geçmiş çağlara tanıklık etmiş insanlara dermandı belki de şuan dert dediklerimiz.
Aslında birçok ah edip dertlendiğimiz şartlar ve hadiseler şu sergüzeşt hayatın birer ritmidirler bir cihetiyle.
Hani kalbimiz atarken grafik sergiler ya aşağı yukarı, işte hayatın inişli çıkışlı hareketleri esnasında sergilemiş olduğu bir takım grafiğidir bizim nazarımızda ahlara, vahlara sebebiyet veren hadiseler.
Nasıl ki Kalbimiz atmaktan vazgeçip dümdüz bir çizgi olduğundadünya cihetiyle hayatımız noktalanmış oluyor.. İşte her şey dümdüz olduğunda ise dünya ile bir bağımız kalmayacak, hayatın tadı ve tuzu da olmayacaktır. Çünkü sürekli dümdüz bir yol ve sürekli dümdüz bir dünya olmadığı gibi dümdüz bir hayat da yaşamak adına mümkün değildir.
Yani anlayacağımız yaşamış olduğumuz olumlu ve olumsuz olaylar hayatın bir yönüyle heyecanıdır. Kalbimizde, hayatımızda dümdüz olduğunda bizler de dümdüz olarak bu dünyayı terk edeceğiz hiç şüphesiz.
Hiçbirimiz dünyaya rahat ve lüks bir yaşam sürmek adına gelmedik o nedenledir ki, herkesin imtihanı farklı farklı oluyor. Dünya hayatının sonunda cennet gibi mükafat ve cehennem gibi bir mücazat olduğuna göre, elbette ki akıl ve ruh sahibi her insan ince eleklerden geçecek hayatının bazı noktalarında...
Beklenen ve yaşanılacak güzel günler hatırına, çekilen çile kutsaldır elbette.
Bir çok olumsuz hadiseler bizim irademizin dışında gerçekleşiyor olabilir. Lakin bizlerin de, kendi elimize verilmiş olan cüzi irademiz var. Her ne kadar engel olamasak bile bir takım istemediğimiz olaylara, mecrasını değiştirme gibi bir kabiliyetimiz var.
Biraz da olaylara nasıl baktığımızla alakalı bu durum güzel taraflarına bakarsak hoşnut oluruz çirkin taraflarına bakarsak elem duyarız.
Mesela onlarca dikeni görürüz ama dikenlerin yanında açmış güzel bir gülü fark etmeyiz.
Yağmur yağdığında çamurdan şikayet ederiz, ama o çamurun ardından baharı getirecek çiçeğin açacağını hiç hatırımıza getirmeyiz.
Zıt,zıttıyla bilinir kaidesince olumsuz görünen olayların ardından olumlu hadiseler cereyan eder.
Negatifliğin ardından pozitiflik meydana çıkar.
Zahmetin ardından rahmet gelir ve rahata erdirir
Hayatın bu engebeleri olmasaydı insanın daha fazla canı sıkılacaktı hiç şüphesiz.
İşte bizlerin hayatı böylece alam kazanıyor ve güzel oluyor. Bize düşen o güzelliği keşfedebilmek.
Güzel bakmanız ve güzel görmeniz dileğiyle esen kalın.
Her türlü görüş ve önerilerinizi sahaf1sahaf@gmail.com adresinden iletebilirsiniz.