Bütün şaşasına ve renkliliğine rağmen bu dünya hayatı da bitecek elbette.... Ölüm gerçeğinin ve dünya hayatının kısalılığının farkına varan her insan gideceği yere göre hazırlık yapar. Ne kadar mal mülk ve makam sahibi olsa da eninde sonunda bu dünyaya veda eder insanoğlu.
Bu dünyadan ayrıldıktan sonra insandan geriye kalacak olan yaşamış olduğu hayatın meyveleridir, yani yapmış olduğu hayırlar iyilikler ve güzelliklerdir veya tam tersi...
Ölümün nerede ve nasıl karşımıza çıkacağını hiçbirimiz bilmiyoruz bu nedenledir ki her an ölüme hazırlıklı olmalıyız. Ne yazık ki günümüzde geçim derdi gündelik koşturmacalar telaşlar sonu gelmeyen arzular ölümü unutturuyor bizlere... Bebeklikten çocukluğa, gençliğe olgunluğa, ihtiyarlığa uzanan yolculuk göz açıp kapayıncaya kadar gelip geçiyor…
Sabahın ilk ışıklarında başlayan geçim telaşesi öğleden ikindiye uzanırken akşam oluyor ve maalesef bitmiyor. Bu hengamenin içinde savrulan insan ölümü nerede ne zaman nasıl hangi aralıklarla hatırlayabilir?
şimdi hep birlikte yaşarken neler yapabiliriz birlikte hatırlayalım; - Zaman tüm evrene eşit dağıtılır ve yaratıcının insana vermiş olduğu en büyük sermayedir. O halde işe ilk önce zamanı yönetmekle başlamalıyız, zira zaman israfı saman tarafından kötüdür. - Planlı çalışın ve bunun için bir çizelge oluşturun ve mutlaka ama mutlaka bir dakika dahi olsa kitap okumaya zaman ayırın. - TV izleme saatlerinizi azaltın ve aileniz ve çocuklarınızla sohbet edin çünkü bir vakit gelecek o imkanı bulamayacaksınız. Uzun zamandır aramadığınız bir akrabanızı ve arkadaşınızı arayıp hâl hatır edin. Güzel ilişkiler ve dostluklar kurun ve Sılai Rahim yapın. İmkanlarınız ölçüsünde muhtaç olanlara yardımda bulunun. Arada kimsesizleri, yaşlıları ve huzur evlerini ve mezarlıkları ziyaret edin.- Maddi olarak hayır ve iyilik yapmaya imkanız yoksa dahi insanlara gülümseyin, zira "gülümsemek sadakadır " buyuruyor ahir zaman peygamberi ( sav)
Alacaklı olduğunuz kişi size olan borcunu imkanı olmadığı için ödeyemiyor ise alacağınızı erteleyin ve durumunuz iyi ise alacağınızı hibe edin. Doğaya, sahillere ve kırlara çıkmak için kendinize vakit ayırın ve tefekkür edin çünkü tefekkür zihni açar ve imanı cilalar. Affedici o ve bağışlayıcı olun ve küs olduklarınızla barışın. – komşularınızla diyalog içerisinde olun.- İbadet ediniz zira ibadet insanı yüceltirken tevazu sahibi yapar.
Merhamet ve vicdanınızı hep diri tutun çünkü insana en çok yakışan libas vicdan ve merhamettir. Hırs ve hasetten kaçının zira hırs ve haset insanı telafisi imkansız vartalara düşürür. Farzları yerine getirin ve günahlardan sakının. Hayvanların ve bitkilerin haklarına saygılı olun ve onları koruyun.- Bol bol ağaç dikin ve öldükten sonra size ve geride bıraktığınız insanlara faydalı olacak arkanızda kalıcı bir eser bırakın.
* Nasihat istersen ölüm yeter.
(Hz Mevlana)
* Ahirette seni kurtaracak bir eserin olmadığı takdirde, fâni dünyada bıraktığın eserlere de kıymet verme. ( Mesnevî-i Nuriye)
Ömrümüz ve ölümünüzün güzel olması dileğiyle, esen kalın
Her türlü görüş ve önerilerinizi sahaf1sahaf@gmail.com adresinden iletebilirsiniz.