ZEVK, ESTETİK VE ŞEHİRLER.

Ahmet Dekiş

02-12-2022 17:32

 

İnsan yaratılış itibariyle güzelliğe ve estetiğe meyilli bir fıtrata sahiptir. Bu nedenledir ki insanın  yeryüzünde varlığının başlamasıyla birlikte, güzellik ve estetik arayışı serüveni hiç bitmemiştir.

Evrenin ilk yaratılışının başladığı zaman olarak kabul edilen Bing Bang (Büyük Patlama) ile birlikte  kâinatın en eski 13,8 milyar yıl önce tekillik noktası denilen bir noktadan itibaren genişlemeye başlamasıyla birlikte, kusursuz gezegenimiz  vücut bulmamaya başlamıştır.  Böylesi eşsiz bir sanat ve o sanat içerisindeki sistematik ve muhteşem işleyişle birlikte çevremizdeki göz alıcı güzellikler inşa edilmiş edilmeye de devam ediyor.

Bunca güzelliğin içerisinde fıtratının gereği, insanoğlu elbette güzelliğe düşkün olacak ve güzellik arayışı içerisinde yoluna devam edecektir.

Peki, gerçekten güzellik isterken güzellik arayışımız devam ettirirken gerçekten estetiğe önem verebiliyor muyuz? Dünyamıza ne kadar güzellik katabiliyoruz ve yaptığımız her iş ve eylemde ne derece güzellik sergileyebiliyoruz?

Güzellik arayışımız sadece aynada gördüğümüz güzelliklemi  sınırlıdır?

Aynada gördüğümüz suretimizin güzelliği ömrümüzün bir döneminde bir anlam ifade ediyor olabilir. Peki ruhumuzun ve gönlümüzün güzelliğini dünyamıza yansıtabiliyor muyuz?

Bir dağ başına bir deniz kıyısına gittiğimiz zaman doğanın güzelliklerine şahitlik ederiz… Hoşnut oluruz baktıkça bir çiçeğin varlığından. Kuşların ötüşünden, bir kelebeğin uçuşundan ve arıların vızıltısından haz duyarız.  Ve ruhumuzu dinlendiririz bu güzelliklerin arasında nefes aldığımızı yaşadığımızı hissederiz.

Yıldızlı gökyüzünü temaşa ederek, kusursuz yaratılışlara şahitlik ederiz. Yıldızların parıltıları ile  dolunayın güzelliğinin denize yansıması olan yakamozu seyrettiğimiz de, zihnimizde ve kalbimizde güzel duygularımız depreşir.  Şarkılar ve şiirler mırıldanırız böyle anlarda ve bir kahve içerek sevdiklerimizle  muhabbet etmek isteriz.

Dünyamız gökyüzü gezegenler bu kadar muhteşem ve sanatlı bir şekilde gözümüzün önünde dururken kendi kurduğumuz küçük dünyalar olan şehirlere güzellik ve estetik atabiliyor muyuz peki?

Geçmiş çağlara baktığımızda insanların zevklerinin yansımalarını ortaya koymuş oldukları mimari eserler üzerinde görebilmekteyiz. Ve yine medeniyette  gelmiş oldukları noktalara  kurmuş oldukları şehirlerin mimarilerinde tanıklık ediyoruz. Ayrıca bu eserler vasıtasıyla yaşanmış olan uygarlıkların yaşamlarına şahitlik etmekteyiz. Mimaride eserler milattan önce ve milattan sonra diye ikiye ayrılır.  Her çağ da  ve her medeniyette sürekli bir değişim ve gelişim olmuştur mimaride anlamda. Bu değişimlerle eserlerin hangi uygarlığa ait olduğunu anlamaktayız.

Yeryüzü bir çok medeniyete ev sahipliği yapmış. Günümüzde mimari izlerine en çok rastladığımız başlıca uygarlıklar ise, Mısır, Çin, Roma, Selçuklu ve Osmanlı devleti olarak göze çarpmaktadır. Ülkemizde ve bölgemizde  bu tarihî yapıların estetiğini ve ihtişamını seyrederken insanın hayretler içerisinde kalmaması elde değil.

Osmanlı döneminde yapmış olduğu camileri ile ün  kazanmış olan Mimar Sinan'ın eserleri adeta depremlere   meydan okuyarak yüzlerce yıldır tarihe şahitlik etmeye devam etmektedir.

Yazımızın başında da belirttiğimiz gibi insanın güzelliği ve zevk anlayışı yapmış olduğu eserlere yansıyor. Eski çağlarda ve uygarlıklarda şehirler mimarisiyle medeniyetin en büyük göstergesi sayılırdı.

 Günümüzde ise bir çoğumuz şehirlerden şikayetçiyiz. Zira artık Mimar ve mimari yerine nasıl ucuza mal ederim ve fazladan kaç kat yaparım düşüncesi ön plana çıkmaktadır. Sanırım çağımızda zevke  ve estetiğe bakış açımız paraya yenik düştü.

İnsanı ayakta tutan ruhudur ruh olmadan bedenin ayakta durması mümkün olamaz. Şehirlerin ruhu da mimarisidir. Mimarisi sağlam ve estetik olmayan bir şehir uzun süre ayakta duramaz.

 Tekrardan estetik yapılı şehirler inşa etmemiz dileğiyle esen kalın.

Her türlü görüş ve önerilerinizi sahaf1sahaf@gmail.com adresinden iletebilirsiniz.

DİĞER YAZILARI BİR AĞAÇ 01-01-1970 03:00 Ölmeden önce neler yapabiliriz! 01-01-1970 03:00 BİR SÜRGÜN KASABASI 01-01-1970 03:00 MEVSİMLER GEÇERKEN SON BAHAR 01-01-1970 03:00 MUCİZE VARLIK BAL ARISI 01-01-1970 03:00 SÖZ YANGINI 01-01-1970 03:00 BENİM ADIM BUĞDAY 01-01-1970 03:00 SEVMELİ İNSAN 01-01-1970 03:00 KARMAŞIK DUYGULARA KARŞI KONTROL SAHİBİ OLMAK. 01-01-1970 03:00 ZAMANIN RESMİ 01-01-1970 03:00 ZEVK VE İNSAN 01-01-1970 03:00 MELEKLER VE İNSAN 01-01-1970 03:00 GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE 'KIRKLAR' 01-01-1970 03:00 DEĞİŞEN BESLENME KÜLTÜRÜMÜZ VE GIDALARI SAKLMA TEKNİKERİ. 01-01-1970 03:00 SÖZ YANGINI 01-01-1970 03:00 BENİM ADIM ARDIÇ 01-01-1970 03:00 SEVGİ NEDİR? 01-01-1970 03:00 NE HİSSEDER? 01-01-1970 03:00 SÖZ VERMİŞTİK 01-01-1970 03:00 MUTSUZLUK VE MUTLULUK BİLEŞENLERİ 01-01-1970 03:00 BİR SÜRGÜN KASABASI 01-01-1970 03:00 KAHVENİN SERÜVENİ VE TUZLU KAHVENİN SUBLİMİNAL MESAJI. 01-01-1970 03:00 BİR AŞK HİKAYESİ 01-01-1970 03:00 ZAMANIN RESMİ 01-01-1970 03:00 ACELE ETME SABRET 01-01-1970 03:00 GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE “KIRKLAR” 01-01-1970 03:00 KİMDİR BU RAMAZAN? 01-01-1970 03:00 ZEVK, ESTETİK VE ŞEHİRLER. 01-01-1970 03:00 HAYATIN MUTLULUK VEREN KÜÇÜK NOTLARI 01-01-1970 03:00 SEVMEK 01-01-1970 03:00 BAHARIN SESLERİ 01-01-1970 03:00 SENİN HAYATIN SANA ÖZEL VE SENİN HAYATIN BÖYLE GÜZEL. 01-01-1970 03:00 ŞİMDİ NERGİS/ NERGİZ ZAMANI. 01-01-1970 03:00 SENİN HAYATIN FİLM OLABİLİR Mİ? 01-01-1970 03:00 SİZ HİÇ AĞACA BAKIP BALIK GÖRDÜNÜZ MÜ? 01-01-1970 03:00 HATIRALARIMIZ 01-01-1970 03:00 ÖLMEDEN ÖNCE NELER YAPMALIYIZ ? 01-01-1970 03:00 ZAMAN VE ESKİMEK 01-01-1970 03:00 YOLUMUZ VE YOLDAŞLARIMIZ. 01-01-1970 03:00 KEDİNE DOST OL 01-01-1970 03:00 İKİ BİN YİRMİ BİTERKEN..! 01-01-1970 03:00 KULLAN- ATMA 01-01-1970 03:00 MELEKLER VE İNSAN 01-01-1970 03:00 ANLATMAYA GEREK VAR 01-01-1970 03:00 SERÜVEN 01-01-1970 03:00 DİZİ DİZİ HAYATLAR 01-01-1970 03:00 Ö-LÜM 01-01-1970 03:00 ERKEKLER DE AĞLASIN 01-01-1970 03:00 UNUTTUKLARIMIZ 01-01-1970 03:00 Korona ve İnsanlık 01-01-1970 03:00 ŞEHİT VE ANNE 01-01-1970 03:00 BU BAHAR 01-01-1970 03:00 Sevelim ve sevilelim 01-01-1970 03:00 İnsan Huzur İster 01-01-1970 03:00 Fark edemediklerimiz 01-01-1970 03:00 BUGÜN SON GÜNÜMÜZ OLSAYDI 01-01-1970 03:00 Sahip olmak ve mutlu olmak kavramı 01-01-1970 03:00 ZAMAN VE ESKİMEK 01-01-1970 03:00 BENCİL SEVMELER 01-01-1970 03:00 HAYALLER VE DUALAR 01-01-1970 03:00 MUTSUZLUK VE MUTLULUK BİLEŞENLERİ 01-01-1970 03:00 ~SERÜVEN~ 01-01-1970 03:00 YALNIZ ADAM 01-01-1970 03:00 ACELE ETME SABRET 01-01-1970 03:00 SÖZ VERMİŞTİK 01-01-1970 03:00 MEVSİMLER GİBİ YAŞAMAK VE ÖLMEK 01-01-1970 03:00 MEVSİMLER DÖNERKEN 01-01-1970 03:00 DENİZSEN COŞACAKSIN 01-01-1970 03:00 BEYAZ KAN 01-01-1970 03:00 HAYATA DÜŞEN DAMLALAR 01-01-1970 03:00 FARKINDA MIYIZ 01-01-1970 03:00 YOLLAR VE YOLDAŞLAR 01-01-1970 03:00 ESKİDE BIRAKTIKLARIMIZ 01-01-1970 03:00 HATIRA 01-01-1970 03:00 BİZLER ÇOK İYİ İNSANLARIZ ASLINDA PEKİ NEDEN BÖYLEYİZ? 01-01-1970 03:00 HAYALDEN KALBE DÜŞENLER 01-01-1970 03:00 BENİM ADIM BUĞDAY 01-01-1970 03:00 BUGÜN SON GÜNÜMÜZ OLSAYDI 01-01-1970 03:00 YAŞANTIMIZ, RAHATIMIZ VE YOLCULUĞUMUZ. 01-01-1970 03:00 Fark edemediklerimiz 01-01-1970 03:00 Nasıl geçiyor zaman? 01-01-1970 03:00 RAMAZAN ESİNTİLERİ 01-01-1970 03:00 Mutlu olmak veya mutsuz olmak 01-01-1970 03:00 UNUTTUKLARIMIZ 01-01-1970 03:00 MERHABALARIMIZ VE ELVEDALARIMIZ 01-01-1970 03:00 GÜZELE BAKMAK MI? GÜZEL BAKMAK MI? 01-01-1970 03:00 POZİTİF DÜŞÜNCE VE SEVGİ DİLİ 01-01-1970 03:00 Bir Yörük hikayesi 01-01-1970 03:00 YÖRÜKLÜK 01-01-1970 03:00 Sevgi kainatın hamuru 01-01-1970 03:00 YÖRÜKLÜK 01-01-1970 03:00 YÖRÜKLÜK 01-01-1970 03:00 YÖRÜKLÜK 01-01-1970 03:00 KİLİM 01-01-1970 03:00 YÖRÜKLÜK 01-01-1970 03:00 Yörüklük 01-01-1970 03:00 YÖRÜKLÜK 01-01-1970 03:00