‘’Tırnağın var ise başın kaşı. Kimseden kimseye vefa yoğ imiş.’’Demiş KARACAOĞLAN.
Yıllardır tanıdığım arkadaşımı bu hafta toprağa verdim. Mekânı cennet olsun. Bir kuru ekmeği değil ama çalışmalarımız sırasında fırından aldığımız pideyi paylaştık. Her zaman yüzünde çözemediğim ifadeyle gezer, gözlerindeki hüznü gizleyemezdi. Canım Arkadaşım yıllar önce annesinden aldığı tek böbrek ile yaşadığını nereden bilebilirdim ki… Acılarına rağmen aramızda çalışmalarımıza katıldığını nereden bilebilirdim. Güle oynaya geçirdiğimiz süreçte güler yüzü ve tatlı dili ile ne bir kalbi incitti ne de bir kalp kırdı. Mekânın cennet olsun Canım Arkadaşım.
Vefasızlıkla başlarken sözüme insanlara sitem etmek vardı kalemimden dökülecek kelimeler arasında. Vazgeçtim. Toplum içinde yaşayan çıkarcı, insanların kanını emmeye meyilli, ikiyüzlülükten başka sıfatı olmayan, yaşarken kadir kıymet bilmeyen insanlarınarkadaşımın cenazesinde bulunmamaları da çok da önemli değil artık. Dedim ya vazgeçtim kalemimden vefasızlar için değil, vefalılar için kelimeler dökülecek. Yüreğimizdeki acımızı paylaşan, akıttığı gözyaşında dertlerimize ortak olan, kelimeler dökülmeden de bakışlarla konuştuğumuz dostlarımız vardı cenazemizde.
Eski günlerde toplum içinde sünnet, asker uğurlaması, düğün, cenaze olduğunda yemekçi kadınlar toplanır elbirliği ile yemek kazanlarını kurarlardı. Çevre köy veya illerden akın akın misafirler gelirdi. El birliği ile düğün ise düğün tamamlanır, cenaze ise vazifeler yerine getirilirdi. Şimdi ise yakınımızın ölüm haberini verilen selâdan değil, sosyal medyadan öğreniyoruz. Yürek burkan, acı veren bir durum. Birbirimizden kopuyor, uzaklaşıyoruz. Aylar önce eşini kaybeden arkadaşımı, yol kenarında gözleri dolmuş, ağlamaklı gördüğümde daha iyi anladım bunu. Şehir dışında olmam nedeniyle arkadaşımın yanında olamamıştım fakat Yüce Rabbim yol kenarında zor anlarını tekrar hatırlarken karşıma çıkarmıştı. Sarıldık yılların hasretini ve acısını dindirerek… Acılar paylaşıldıkça azalıyor, sevinçler paylaşıldıkça çoğalıyor. Galiba bu teraziyi dengeleyebildiğimiz ve dostlarımızdan, arkadaşlarımızdan vazgeçmediğimiz, bizi bir adımda olsa ileriye götüren gelenek ve göreneklerimizi sürdürdüğümüz sürece var olacağız.
Vefa ne idi? Vefa; Görülen iyilikleri unutmama, iyilikte bulunana misliyle veya daha güzeliyle karşılık vermeye devam etmekti.Bir Müslümanda bulunması gereken güzel huylardan biri olan vefakârlığın zıddı nankörlük olup, iyiliğin kadrinin bilinmemesi veya kötülükle karşılık verilmesiydi. Vefakârlık, dostlukların devamını sağlayacağından, sosyal dayanışmayı daha güçlü kılardı. İnsanlar arasında olduğu gibi toplumun ve devletinde, kendisine hizmet etmiş kişilere vefakâr davranması, onların kıymetini takdir etmesi gerekirdi. ‘’…dı, …di’’ ile biten cümleleri ‘’yapılıyor, oluyor’’ ile bitirmeniz dileğiyle…