https://mersinbeyazgundem.com/files/uploads/user/-e5e8a979cf.jpg
Dilek Erdemli

KÜRŞAT

23-01-2018 19:59

Bir yuvanın bahçesinde tanıdım Kürşat’ı. Kumral saçları, kahverengi gözleri vardı. Zayıf, ince yapılıydı. Konuşurken ellerini çok sık hareket ettiriyor, kolunda takılı olan yeni aldığı saatini göstermek istiyordu. ‘’Saat kaç?’’ diye sordum. Gururla saatine baktı. ‘’Üç.’’ dedi. 

Gözleri ışıl ışıldı, gülümsüyordu. Gelecek için hedefini merak ediyordum. Öyle ya, her çocuğun hayalleri olmalıydı. ‘’Hedefin ne, hangi mesleği istiyorsun?’’  diye sordum. ‘’Mühendis olmak istiyorum ama olamam.’’ dedi. Nedense yüzü hüzünlenmiş, gülümsemesi acıya dönüşmüştü. Kaybettiği annesi veya babasını hatırlamış olabileceği geldi aklıma, sustum.

Kollarında, cildinde kuruluklar vardı. Derisi pul pul olmuş, dökülüyordu. Hasta olmalıydı. Bir şey isteyip istemediğini sordum. Kur’an getirmemi istedi. ‘’Ölmekten korkuyorum ama ölünce cennete gitmek istiyorum’’ dedi. Ölmekten korkuyordu. Ölürken acı çekecek miydi? Ölümden sonra hayat var mıydı? Orada anne ve babasını görebilecek miydi? Daha birçok sorular vardı aklında yanıt bulamadığı.

Ziyaretlerim sırasında daha çok yakınlaştık. 12 yıla sığdırdığı hayat hikâyesini anlattı. AIDS hastası olarak doğmuştu. Annesi doğumdan bir süre sonra ölmüş. Kürşat 7 yaşına kadar babası ile beraber yaşamış, komşuların ihbarı üzerine yuvaya alınana kadar. Babası sık sık Kürşat’ı ziyaret etmiş, asla bırakmamıştı. Bir gün babasının öldüğünü öğrendiğinde yuvadan çıkma hayalleri bitmişti. Evlatlık alan aileler olmuştu ama hastalığını öğrenince geri getirmişlerdi bir paket gibi.

Hastalığından dolayı arkadaşları ile top oynayamıyor, koşamıyor, çok çabuk yoruluyordu. Arkadaşları denize, pikniğe giderken onlarla gidemiyordu. Sahile gitmek, diğer çocuklar gibi denizde yüzmek istiyordu.

Bir gün Kürşat’ı göremedim. Hastalığı ağırlaşmış, hastaneye yatırılmıştı. Hemen hastaneye koştum. Odaya girdiğimde yüzü güldü, sevindi. Yutkunamıyor,  zor konuşuyordu. ‘’Ölecekmişim, ölmek İstemiyorum.’’ dedi. Ne söyleyebilirdim ki! Gözlerindeki çaresizliği silmek için canımı isteseler, verirdim o an. Elim kolum bağlı ziyaretlerime devam ettim. Günden güne umutlar tükeniyordu.

Boştu hasta yatağı. Kürşat sessiz sedasız gitmişti. Hayalleriyle, korkularıyla kısacık bir hayat bitmişti. Toprağa verilirken oradaydım.Sadece 12 yıla sığdırılan hayat. Allah’ın takdiri. Nurlar içinde yat Kürşat. Kocaman yürekli çocuk, seni UNUTMADIM.

Neler Söylendi?