Sınıftan içeriye girdiğimde öğrencilerimin gözlerine baktım. Hepsinin gözleri pırıl pırıldı ve öğrenme isteği ile sürekli soru soruyorlardı. Gözle görülür engelleri yoktu. Tanışma faslından sonra işitme engellerinin olmadığını da öğrendim. Genç ve öğrenme isteği ile dolu bu çocuklar işitme engelli bireylerle konuşabilmek için işaret dili kursuna katılmak istemişlerdi. Gençler gelecekte çeşitli meslek gruplarında çalışacaklar ve almış oldukları eğitimle işitme engellilerle rahatça iletişim kurabilecek ve onlara faydalı olabileceklerdi. Belki bir öğretmen olacak işitme sorunu olan öğrencisini eğitecek ve geleceğe hazırlayacak, belki de doktor olacak kaza geçiren bir işitme engelli ile iletişim kurarak hayat kurtaracaklardı. Kim bilir belki de bir tiyatro sahnesinde oynadıkları oyun ile izleyicilerini güldüreceklerdi. Görüldüğü gibi her meslekte ve her yerde işaret dili bilen bireylere ihtiyaç var. Artık hayatımızın içinde yer alan engellilerimizin hayatını kolaylaştırmak adına çalışmalar yaygınlaştı.
Dünyada evrensel bir işaret dili yoktur. Dünya’da bilinen 100 civarında işaret dili vardır.
Dünya’da ve ülkemizde pek çok sağır birey kendi işaret dillerini bilmiyor. Ev içinde geliştirilen ev işaret dilini kullanıyor. Ülkemizde ayrı ayrı yöresel şivelerin bulunduğu gibi işaret dilinde de yöresel işaretler bulunmaktadır. Mesela Ankara İşaret Dili ile İstanbul işaret Dili aynı değildir.İşaret dili konuşma dillerinden türetilmiştir.
İşaret dili, işitme engellilerin kendi aralarında iletişim kurarken, el hareketlerini ve yüz mimiklerini kullanarak oluşturdukları görsel bir dildir.
Günümüzde Türkiye ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde kullanılan İşaret Dili ise kökeni 16. ve 17. yüzyıllarda Osmanlı Devleti’ne uzanan Türk İşaret Dili, kısaca TİD.
Tarihi oldukça eskiye dayanan TİD’nin Osmanlı mahkemelerinde bu dilin kullanıldığına dair bilgiler vardır.
İlk işitme engelliler okulu yine Osmanlı döneminde II. Abdülhamit tarafından 1902′de kurulan Yıldız Sağırlar Okulu’dur ve günümüz TİD’nin temelinin burada atıldığı tahmin edilmektedir.
İşaret dilinin ana özellikleri;
İşaret dilleri de sözlü diller gibi gramer yapısına sahiptir. Sanılanın aksine sözlü dillerden daha basit bir yapıda değildir.
Her işaret dilinin kendine özgü gramer kuralları vardır. Her kavram için kullanılan işaretler kullanıcılar arasında ortaktır.
Her ülkenin kendi işaret dili vardır.
Sözel diller ve işaret dilleri birbirlerinden etkilense de farklı yapı ve kullanım içerirler.
Diğer dillerde olduğu gibi işaret dilinin de kullanımının erken yaşta öğrenilmesi gerekmektedir.
Ülkemizde son yıllarda yapılan çalışmalarla işitme engellilerin kullanacağı herkes tarafından anlaşılabilecek ortak işaret dili kitabı oluşturulmuştur ve Milli Eğitim Bakanlığı ve Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı tarafından dağıtılmıştır.