Atalarımız ‘’Kap kaba-kaşık kaşığa değmez ise olmaz.’’ demiş. Sosyal yaşamda ve aile hayatında beşeri münasebetlerimizde karakterleri farklı insanlarla karşı karşıya kalabiliyor ve sorunlar yaşayabiliyoruz. Benim ilgilendiğim kısmı sorun yaşanan kişiler değil, insanların sorunlar karşısında toplumsal olarak sergiledikleri tavırlar. Hangi yöne baksam, kimlerle sohbet etsem hep gençlikten şikâyet ve düşüncesizce eleştiri var. Çocukların aynamız olduğunu ne çabuk unutuyoruz.
Aile ve toplum içinde her çocuğun kendine örnek aldığı rol model vardır. Rol modelde öncelik kız çocukları için anne, erkek çocukları için babadır. Aile içinde ahenkli bir yaşam süregelmişse çocuk öncelikle ruhsal yönden sağlıklı yetişir. Çocuğun sorunlara kolaylıkla çözüm bulması, olaylar karşısında kendini güvende hissetmesi ve ailesi ile paylaşması aile içinde kendini güvende hissetmesindendir.
Karşılaştığım bir anne kendisine karşı gelen, küfür eden çocuğunun yaptığı saygısızlığı anlatıyor. Diğer bir anne çocuğunun her şeyi gizlediğinden, söz dinlememesinden, yalan söylemesinden şikâyet ediyor. Ortak yargı ise ‘’Gençlik bitmiş, ortalık bozulmuş.’’ Şimdi ben soruyorum. Şikâyet konusu çocuklar yetişirken sizler neredeydiniz? Her fedakârlığı yapan, yemeyen yediren, giymeyen giydiren fedakâr anneler ve babalar…
Çocuk yetiştirmek giydirmek, yedirmek, içirmek değildir. Öncelikle bunu kabul edelim. Çocuk doğduğu andan itibaren saygı ve sevgi ile büyüteceğimiz bir birey ve bizlerin aynasıdır. Yalan söylenen çocuk yalanı, hakarete uğrayan çocuk hakaret etmeyi, şiddet gören çocuk şiddet uygulamayı öğrenir. Sır saklanmayan aile içinde doğrularla büyütülen, sevinci, üzüntüyü, mutluluğu paylaşan çocuk, mutluluğunu, sevincini, yaşadığı sorunlarını ailesi ile paylaşmayı öğrenir.
Biz aileler çocukların sağlıklı ve güven içinde büyümesini sağlamakla ve topluma faydalı bireyler olarak yetişmelerini sağlamakla sorumluyuz. Çocuklarımızı yargılama ve dışlama gibi bir lükse sahip değiliz.
İşten eve yorgun gelen baba, oyun oynamak isteyen çocuğuna üzerinde harita bulunan gazete sayfasını parçalara böler ve çocuğuna uzatır ve ‘’Haritayı düzelt gel.’’ Der. Çocuğun haritayı düzeltirken uzun zaman alacağını ve kendisini rahat bırakacağını düşünür. Oysa çocuk kısa süre sonra geri döner. Harita parçaları birleştirilmiştir. Bunu nasıl başardığını sorar. Çocuk ‘’Arkasındaki insanı düzeltince oldu.’’ Der.
Mutlu haftalar geçirmeniz dileğiyle…