Kişinin affetme olgusunu idrak etmekte zorlanması, özgüven eksikliğinden kaynaklanabilir. Özgüven kelimesi de, Affetmek kelimesi gibi, eksik kalmış bir kavram olarak hafızalara kazınmıştır, bu nedenle kendimizde özgüvenli olup olmadığınızı kestirmemiz zorlaşmıştır.
Özgüven, şu anki ilişki durumunuzla, para durumunuzla, sosyal hayatınızla ölçülebilir gibi dursada, tam olarak bunların göstergesi değildir. Yaşadıklarınıza etkisi vardır, ama sebep-sonuç ve yaşanan hayat doyumu baz alındığında, sahte özgüven hissi ile yanıltan bir kavramdır.
Çok para kazandığı halde, insan Ne kadar kazanırsa kazansın, içindeki boşluk dinmeyecektir. Para ile tatmin olmayan, diğer bağımlılıklara ve sosyal çarpıklıklara yönelecektir.
Özgüven'in genel bir tanımı mümkün olduğu gibi, spesifik konularda da tanımlama yapılabilir. Örneğin, bir kişi, topluluk önünde rahat konuşabilecek bir özgüvene sahipken, karşı cinsi ile konuşurken çekinebilir. Bu spesifik yanlar, kişiden kişiye farklılık gösterebilir.
Özgüven; bir şeyi fiziksel ve ruhsal olarak yapabilme dürtünüzdür. Bu dürtünüzü ne kadar geliştirirseniz, konfor bölgenizi o kadar sağlama alır ve kendinizi güçlü hissedersiniz. Yüksek özgüven sahibi insanlar, kolay kolay kin gütmez, çünkü kendi güçlerinin farkındadırlar, yapılan yanlışlar onları etkilemez. Bu duruşları, onları erdemli kılar.
Herkesin ismine aşina olduğu, ama derinliği hakkında fazla bir algıya sahip olmadığı özgüven, affetme olgusu gibi, zamanla öğrenilen, birbiriyle aynı orantıda gelişen temel kavramlardır.