Anadolu'nun küçük bir kasabasın da oturuyorlardı
Genç kızın babası hastaydı,annesi de yılların yorgunluğuyla bitkin düşmüştü..Akşam Sanat okuyordu o sıra kız, çarşıya babasının dükkanına gidip gelirken güzel bir gençle tanıştı ve konuşmaya başladılar.Bu durumu kimseye söyleyemedi çünkü kırılamayan tabular vardı o zamanlar. Sanat okulunu bitirip diplomasını alınca, erkeğin ailesi kızın ailesine ''kızınızı istemeye geleceğiz''dediklerinde kızın ailesi yeni duymuştu olayı.Kız bu genci sevdi ya da sevdiğini sandı .Nişanlandılar.Fazla geçmeden kayın valide adayı kadın,çamaşır yıkanacağı zaman kızı eve çağırıyor, tepeden tırnağa temizlik yaptırıyor sonra çamaşırları beraber yıkıyorlardı. Akşama kadar kızın yorgunluğu kimsenin umurunda olmuyordu,gelin adayıydı ve bunları da yapması gerekiyordu zaten diye düşünülüyordu.
Zaman zamanı kovaladı ve düğün zamanı geldi çattı.Evlendiler.Bir buçuk sene sonra erkek evlatları oldu,iyi kötü bir ev aldılar geçinip gidiyorlardı düşe kalka. Kocasının evde bağırmaları ,kadının üstüne yürümeleri iyice sıklaşmıştı.Ama kimseye bir şey diyemiyordu ,yen kırılıp kol içeride kalmalı değil miydi hem? Evim dediği yer dar gelmeye başladı kadına.Derken ikinci erkek evladı oldu ,'koşturuyor yoruluyordu.Kocası eve geldiği zaman her şey yolunda gitse de bir problem çıkarıp evde huzursuzluk çıkarıyordu. Bazen yetiştiremediği de oluyordu kadının iki küçük çocuğuyla.
Kocası laftan sözden anlamıyor, fırsat buldukça kavga çıkarıyor,deli gibi sevdiğini söylediği karısına şimdi bir pislikmiş gibi davranıyor ya da kadının kendini böyle hissetmesini sağlıyordu.Kadın kocasından hiç bir ilgi -alaka görmüyor ,sürekli aşağılandığı ve şiddet gördüğü için intihar etmeyi bile düşünüyordu.Ailesine ve arkadaşlarına hiç bir şey söyleyemiyor ''babam, annem ,ailem,dostlarım huzursuz olduğumu bilmesinler ''diyerek sineye çekiyordu yaşadıklarını.
Ta ki karşısına onu sevdiğini ve değer verdiğini söyleyen genç bir adam çıkana kadar.Zaten kadın kocasının davranışlarından iyice bunalmış ve hak etmediği halde her türlü şiddete maruz kalmış olmasından dolayı diğer gençle görüşmek cazip gelmiş. Sağlıklı düşünemez hale gelmiş kadın.Nasıl bunalmış ve nasıl canından bezdirmişse kocası,bir gün kadın görüştüğü gençle birlikte kaçmış.
Hiç kimse '' kadını bu hale getiren kişi kocasıdır,gidelim yakasına yapışalım..Bu işin tek sorumlusu sensin adam olsaydın sana emanet edilen bu kadına güzel davranırdın diyelim..'' dememiş.
Kaçan kadının ardından onu öldürtmek mi istememişler?
Ahlaksız kadın damgası vurup irtibatlarını mı koparmak istememişler?
Onunla bir şekilde görüşeni defterlerinden silmekle mi tehdit etmemişler?
vs. vs.
Şimdi gelelim durum tesbitine;
Aynı şeyi erkek yaptığında ''o erkektir gider gelir elinin kiridir bundan da bir sıkıntı olmaz ''diyen zihniyet, kocasından dolayı böyle bir yanlışa sürüklendiğinde kadın,neden kötü yola düşmüş kadın muamelesi görmektedir?
Namus sa eğer düşünülmesi gereken, kadın için de erkek için de aynı değil midir?
Burada kadının yaptığının doğru olmadığını düşünenler,erkek yaptığında,yapılan çirkinliklere neden illa bir kılıf bulmaktadırlar?
KONUYA KAFA YORALIM İSTEDİM.EMİNİM ÇÖZÜMÜ HİÇ DE ZOR OLMAYACAKTIR,DOĞRU DÜŞÜNEN KADIN VE ERKEKLERİN ELİNDE ...