İnsanların yaşama amaçlarından en başta geleni, karnını doyuracak işinin olmasıdır. Zaten işi varsa diğerleri sorun olmaktan çıkar.
İşi varsa evlenir. İşi varsa ev satın alabilir. İşi varsa otomobil alabilir. İşi varsa tatile çıkabilir. İşi varsa çocuklarının eğitimini yaptırır. İşi varsa ev dışı mekanlarda yemek yiyebilir. İşi varsa sosyal kulüplerde yer alabilir.
İ C
Türkiye’de özellikle genç işsizlerin sayısında her yıl artış yaşanıyor. Bunlar, lise, yüksek okul ve fakülte bitirmiş gençler. Bunlara ek olarak bu okulları bitirememiş olan genç işsizleri eklediğimizde sayı kabarıyor.
İ C
Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile 17 Mayıs’a dek işçi çıkarma yasak. Bir hafta sonra - eğer son anda süre uzatılmazsa - bu yasak kalkacak. Kim bilir, şu anda çok sayıda işveren 17 Mayıs sonrası kaç işçinin işine SON VERECEĞİNİN fizibilite çalışmasını yapıyordur.
İ C
Genç işsizlerin en büyük sorunu MESLEKLERİNDE ÇALIŞMAKTIR. Yıllarca bir meslek sahibi olmak için “dirsek çürüten” bir gencin eğitimini aldığı mesleğiyle ilişkisi olmayan işte çalışması, dayanılacak sancı değildir.
İ C
Örneğin; Maden mühendisi olmak ve yer altında maden ocaklarında çalışmak,doğada bulunan madenleri ekonomiye kazandırmak için “dirsek çürüten” bir gencin bir giyim mağazasında yazlık terlik satması onun psikolojisini mutlaka olumsuz etkiliyordur.
İ C
Türkiye’de mühendislerin çalışacağı fabrikalar yok denecek kadar az. Beyaz yakalıların meslekleriyle ilgili çalışacakları iş yeri sayısı yeterli değil.
İ C
Devlet kurumları ve belediyelerin tüm işsizleri işe alma ve çalıştırma olanakları yok. Özel sektör, en az işçi ile çalışma yaptığı için çok işçi alımı yapmaz. Bu olguları dikkate aldığımızda işsizliği yok etmeyi bırakın, düşürecek formülü bile bulamıyorum.
SON KARARIM;
İşsizlik devam edecek.