MERSİN
Giriş Tarihi : 08-03-2021 12:27   Güncelleme : 08-03-2021 12:27

KADIN HAKLARININ DÜNDEN BUGÜNE TARİHSEL GELİŞİMİ

Merhaba sevgili okurlarım. Bu hafta sizlere hukuki konulardan ziyade bizlere peygamber efendimiz'in (sav) emaneti olan kadınlarımızın, dünyada ve ülkemizde hukuksal ve sosyal alanda kazanımları olan haklarından bahsedeceğim.

KADIN HAKLARININ DÜNDEN BUGÜNE TARİHSEL GELİŞİMİ

 

         Yazıma başlamadan önce kadına her türlü şiddeti lanetlediğimi ve kadınlara karşı yapılan her türlü haksızlıklara karşı  tüm gücümle mücadele edeceğimi sizlerle paylaşmak isterim.

            Dünyada ve ülkemizde her yılın mart ayının 8. Günü kutlanan dünya kadınlar günü, diğer bir ismi ile dünya emekçi kadınlar günü, sadece alalade özel günden ibaret olmayıp, çeşitli mücadele ve emeklerle elde edilen bir gündür. Kadınlarımız kendilerine verilen bu özel günü tarihsel kitlesel veyahut bireysel mücadelelerle elde etmişlerdir. Antik çağdan, neredeyse 19. yüzyılın başlarına kadar kadınlara karşı halkların bakışı karanlık bir çukur gibidir. Ataerkil sistem içerisinde kadın, erkek cinsinden aşağı görülmüş, ikinci sınıf vatandaş muamelesi içinde birçok sıkıntıya göğüs germek durumunda kalmıştır. Kadınların ilk olarak hak arayışı, ABD'nin New York kentinde tekstil sektöründe çalışan yüzlerce kadının, 8 Mart 1857'de düşük ücretleri, uzun çalışma saatlerini ve insanlık dışı çalışma koşullarını protesto etmek için grev yapmasıyla başladı. 8 Mart 1857 tarihinde New-York’ta tekstil sektöründe çalışan kadınlar, 16 saatlik çalışma süresini ve düşük ücrete tabii olmalarını eleştirmek için greve çıktı. Bu grev ABD’deki işçi birliklerinde de büyük ses getirdi ve kitlesel anlamda büyüdü. Bu grevde meydana geldiği şaibeli olan, tarihçilerin fikir ayrılığında olduğu bir yangın hadisesi yaşandı. Greve çıkan kadınların fabrikalara kilitlenmesi ile yüzlerce kadın hayatını kaybetti.

            Bu ve birçok üzücü olay ile neredeyse tarihin her döneminde çeşitli sıkıntı ve problemlere maruz kalan kadınlarımız, tarihte ilk olarak 8 Mart 1857'de düşük ücretleri, uzun çalışma saatlerini ve insanlık dışı çalışma koşullarını protesto etmek için grev yapmasıyla başlayan, lakin sonunda çıkan yangında birçok kadının hayatını yitirmesi ile sonlanan grev ile kadın hakları gününün temeli atılmış oldu. Bu elim olay tarihini milat alan Birleşmiş Milletler 16 Aralık 1977’de, 8 Mart’ı Dünya Kadınlar Günü olarak ilan etti.

Türkiye’de Kadın Hareketleri ve 8 Mart

            İlk Türk kadın hareketi olarak nitelendirebileceğimiz 28 Nisan 1913’de kurulan Teali Nisyan Cemiyeti mevcuttur. Türkçe karşılığı olarak Kadınların Durumunu Yüceltme Derneği. Bu dernek kadın-erkek eşitliğini sağlamaya yönelik faaliyetlerde bulunmuştur. Derneğin genel amacı kadınların çalışma hayatına atılması ve toplumsal yaşama katılması yönündedir. Dernek amaçlarının çoğunda büyük oranda başarılı olmuştur.

            Cumhuriyet’in ilan edilmesiyle birlikte büyük lider Atatürk, kadın hakları hususunda önemli ilerlemeler kat etmiştir. Atatürk kadınlara verdiği değeri 1923 yılında İzmir’deki konuşmasında belirtmiştir: ‘Şuna inanmak lazımdır ki, yeryüzünde gördüğümüz her şey kadının eseridir.’ Tevhid-i Tedrisat kanunu ile eğitimde cinsiyet birliği sağlanmıştır. Kız çocukları Cumhuriyetin ilk yıllarında bugüne kadar eğitime teşvik edilmeye çalışılmıştır. Türk Medeni Kanunu ile kadın erkek eşitliği benimsenmiş, başta medeni haklar ve miras hakları olmak üzere diğer mevzuatlarda kadın erkek eşitliği benimsenmiştir. Bu durum Anayasal bir devlet politikası haline gelmiştir. 1934 yılında Atatürk, kadınlara seçme ve seçilme hakkını tanımıştır. Fransa başta olmak üzere çoğu Avrupa ülkesi kadınlara seçme-seçilme hakkını Türkiye’den sonraki zaman diliminde tanımıştır. Üstelik bu haklar, Türkiye’de olduğu gibi hükümet tarafından sunulmamış, kadınlar haklarını mücadele ederek kazanmıştır. Bu bakımdan özetlemek gerekirse, Atatürk kadın hakları konusundaki devrimleri ile kadınların yıllardır süren eşitlik mücadelesine katkıda bulunmuştur.

            Kadın hakları konusuna cumhuriyetin ilk yıllarından beri yapılan çalışmalar olmasına rağmen ne yazık ki, uzay çağını yaşamamıza rağmen, ülkemiz ve dünyada her gün sayısız kadın cinayetleri yaşanmaktadır. Polis Akademisi’nin yayımladığı makaledeki verilere göre  2008'de 80, 2009'da 109, 2010'da 180, 2011'de 121, 2012'de 210, 2013'te 237, 2014'te 294, 2015'te 303, 2016'da 328, 2017'de 409, 2018'de 440, 2019'da 474, 2020'de 300 olmak üzere 2008-2020 yılları arasında toplam 3.485 kadın öldürülmüştür. Bu elim cinayetler artık çığrından çıkmış, insanlık için birer yüz karası olmuştur.

            Kadınlarımız tarihsel süreçlerde ki haklı mücadelelerini sadece insanca, eşit bir şekilde ve hor görülmeden yaşamak adına vermişlerdir. Kadınlarımız insanca yaşamak istemektedir. Özgür olmak, kendi iradeleri ile karar vermek, okumak meslek sahibi olmak istemektedirler. Kadınlarımız adalet istemektedirler. Bu sebeplerden önce vicdanımız ve inancımız gereği kadınlarımıza hak ettikleri değerleri verelim. Bu çağda, günümüz Türkiyesin de artık kadın cinayetlerini duymak bize zul gelsin.

            Geçmişten günümüze kadar toplumların kadına karşı bakışı, kadın hakları, 8 Mart’ın ortaya çıkışı, gibi konulara değindiğimiz yazım burada sona ermiştir. Aslında böyle bir yazı yazmakta çok hoş bir durumda da değildir. Artık her gün teknolojik ve bilimsel gelişmelerin ortaya çıkması ile neredeyse her gün yeni bir çağa giriyoruz. Ne yazık ki bu gelişmelerin yaşandığı bu zamanlarda hala kadın haklarının, kadına şiddetin, kadın cinayetlerinin konuşulması insanlık için utanç verici bir durum teşkil etmektedir.  Diliyorum ki hiçbir kadının saçının teline zarar gelmediği, kadınların eşit, özgür ve adil bir ortamda yaşadığı, sosyal baskılardan arındığı, kendilerini birer birey olarak var ettiği, her türlü şiddetten korunduğu zamanlar gelir. Hem gazetemiz adına hem de şahsım adına başta şehit annelerinin, eşlerinin olmak üzere siz değerli kadın okuyucularımızın, annemin, eşimin ve tüm dünya kadınlarının 8 Mart Dünya Kadınlar Gününüzü kutluyoruz.

 

                                                                                              Av. HİLMİ TIRAŞ

Süleyman TaşSüleyman Taş