Kişi hürriyetinin hakim kararı olmaksızın kısıtlanması sonucunu doğuran en ağır koruma tedbirlerinden biri olan yakalama kurumunun, Anayasa’da ve Ceza Muhakemesi Kanununda tanımı yer almamaktadır. Yakalama, Gözaltına Alma ve ifade Alma Yönetmeliğinde, “Kamu güvenliğine, kamu düzenine veya kişinin vücut veya hayatına yönelik var olan bir tehlikenin giderilmesi için denetim altına alınması gereken veya suç islediği yönünde hakkında kuvvetli iz, eser, emare ve delil bulunan kişinin gözaltına veya muhafaza altına alma işlemlerinden önce özgürlüğünün geçici olarak ve fiilen kısıtlanarak denetim altına alınması” seklinde tanımlanmaktadır.
YAKALAMANIN AMACI
Yakalamanın amacı, ceza muhakemesinin yapılabilmesi, verilecek kararın infaz edilebilmesi ve delillerin karartılmasının önlenebilmesi için şüpheli ya da sanığın tutuklanmasını mümkün kılmaktır.Böylece, ceza muhakemesinin yapılabilmesi ve verilecek olan kararın yerine getirilebilirliği de sağlanmış olacaktır.Nihayet delillerin karartılması da önlenecektir.
YAKALAMANIN TÜRLERİ
Yakalamanın, biri uzak tehlikeyi önlemek amaçlı, diğeri yakın tehlikenin doğurabileceğinden korkulan zararlı sonuçları engellemek amaçlı iki türü mevcuttur. İlk halde “önleme yakalaması” , ikinci halde ise “adli yakalama” söz konusudur.
Önleme yakalaması, suç ile ilgili değildir, bir suç süphesi altında bulunmayanların tehlikeye maruz kalmaları veya tehlike yaratmaları nedeniyle geçici olarak yakalanıp hürriyetlerinin kısıtlanmasıdır.Kamu güvenliği ve düzeninin sağlanması ve korunması için başvurulan bir tedbirdir. Dolayısıyla önleme yakalamasında yetkili olan kolluktur.Önleme yakalaması da kişilerin özgürlüğünü sınırlandırdığı için yakalama amacına ulaştığında kişiler hemen serbest bırakılmalıdır.Önleme yakalaması sonucunda yakalanan kişiler muhafaza altına alınmaktadır.Bu konuda CMK’da herhangi bir düzenleme bulunmamakla birlikte yönetmeliğin 5.maddesinin 2.fıkrasında şu hüküm yer almaktadır ; “Kimliğini bir belge ile veya kolluk kuvvetince tanınmış veya güvenilir kişilerin tanıklığı ile ispat edemeyenlerle gösterdikleri belgelerin doğruluğundan şüphe edilen kişileri, aranan kişilerden olup olmadıkları anlaşılıncaya veya gerçek kimliği ortaya çıkıncaya kadar yirmidört saati geçmemek üzere, yakalama ve muhafaza altına almaya yetkilidir.Bu kişileri kimliklerini ispatlamaları hususunda gerekli kolaylık gösterilir”.
Adli yakalama ise, suçla ilgilidir ve bir suç işlendikten sonra, şüpheli veya sanığın ele geçirilmesi amacı ile yapılan yakalamadır. Bu bakımdan, bu yakalama hali ceza muhakemesinin konusuna girmekte ve CMK’da düzenlenmiş bulunmaktadır.
YAKALAMAYA YETKİLİ OLANLAR
Kural olarak yakalamaya yetkili olanlar savcı ve kolluktur.Ancak CMK m.90/1 de herkesin geçici olarak yakalama yapabileceği haller de düzenlenmiştir.CMK m.90/5 e göre yakalanan kişi ve olay hakkında cumhuriyet savcısına hemen bilgi verilerek,emir doğrultusunda işlem yapılır.Emrin şekli ve icrası yönetmelikte ifade edilmiştir.(Yön m.6/8).Buna göre daha sonra yazılı hale getirilmek şartıyla savcının telefonla vereceği emir de yeterlidir.CMK soruşturmada tek yetkili olarak savcıyı gösterdiğinden yakalamadan sonra kolluğun yetkileri ortadan kaldırılmıştır.Kolluk sadece yakalamayı yapacak ve daha sonra da yakalama işlemi hakkındaki belgeleri düzenleyecektir.Kolluğun ayrıca kendiliğinden delil toplama yetkisi bulunmamaktadır.
KOLLUĞUN YAKALAMA YAPABİLDİĞİ HALLER
Kolluk görevlilerine (suç işlerken rastlanan veya suçüstü bir fiilden dolayı izlenen kişinin yakalanması) dışında, bir ek yakalama yetkisi daha tanınmaktadır.Kolluğun yapacağı yakalama ikiye ayrılır:Yakalama ermine dayanan yakalama ve yakalama emrine dayanmayan yakalama.
YAKALAMA EMRİNE DAYANAN YAKALAMA (MÜZEKKERELİ YAKALAMA)
Hukukumuzda kural olarak gıyabi tutuklama kaldırıldığı için yakalama emrine dayanan yakalama halen istisanai olarak gıyabi tutuklama kararı verilebilen hallerle sınırlıdır.CMK m.98’de yakalama emiri düzenlemesini gerektiren nedenler şu şekilde sıralanmıştır ;
Soruşturma evresinde çağrı üzerine gelmeyen veya çağrı yapılamayan şüpheli hakkında , Cumhuriyet savcısının istemi üzerine sulh ceza hakimi tarafından yakalama emir düzenlenebilir.Ayrıca , tutuklama isteminin reddi kararına itiraz halinde , itiraz mercii tarafından da yakalama emir düzenlenebilir. Yakalanmış iken kolluk görevlisinin elinden kaçan şüpheli veya sanık yada tutuk evi veya ceza infaz kurumundan kaçan tutuklu veya hükümlü hakkında Cumhuriyet savcıları ve kolluk kuvvetleri de yakalama emri düzenleyebilir. Kovuşturma evresinde kaçak sanık hakkında yakalama emri re’ sen veya Cumhuriyet savcısının istemi üzerine hakim veya mahkeme tarafından düzenlenebilir.CMK 98/4’e göre yakalama emrinde şu hususlar bulunmalıdır :
Kişinin açık eşkali Bilindiğinde kimliği Yüklenen suç Yakalandığında nereye gönderileceği
YAKALAMA EMRİNE DAYANMAYAN YAKALAMA (MÜZEKKERESİZ YAKALAMA)
Yakalama emrine dayanmayan yakalamanın gerçekleşebilmesi için tutuklama kararı verilmesini gerektiren bir hal ya da yakalama emri düzenlenmesini gerektiren bir halin varlığının yanında gecikmede sakınca bulunma koşulunun da beraber gerçekleşmesi gerekir.Yasanın aradığı koşullar gerçekleşmeden yakalama yapılırsa bu yakalama hukuka aykırı olur ve yakalananların, uğradıkları her türlü maddi ve manevi zararı Devlet’ten isteme hakları doğar.Ayrıca yakalamanın hukuka aykırı olması nedeniyle bu tedbirin başladığı andan itibaren sona ermesine kadar şüpheli üzerinden elde edilen deliller hukuka aykırı olacaktır.
Yakalama, kişi özgürlüğünü kısıtlayan önemli bir koruma tedbiridir.Hangi hallerde ve koşullarda başvurulabileceği , yakalanan kişinin belli bir süre içerisinde hakim önüne çıkarılarak sorguya çekilmesi gerektiği ve durumun yakalanan kişinin yakınlarına bildirilmesi gerektiği konuları da yasada düzenlenmiştir.Yakalanan kişilerin hareket özgürlüğü kısıtlanarak kolluk tarafından yakalandığı sırada kaçmasını, kendine veya başkasına zarar vermesini önleyecek tedbirler alınır ve yakalanan kişiye yasal hakları derhal bildirilir.