Birkaç yıl önce hafız olan biriyle tanıştım. Ailesi Anadolu’da olduğu için İstanbul’da muhtelif merdiven altı kurslarda kalmış. Anlattığı şeylerin ilginizi çekeceğini düşünüyorum.
’’Ramazan ayında kursta kalan öğrencilerin –hafız ve hafız adaylarının- ellerine hocamız (!) naylon bir poşet verirdi ve ’’gidin biz hafızlık yapıyoruz ,öğrenciyiz diyerek esnaftan ve vatandaşlardan para toplayın..’’ derdi.
Giderdik , insanlara el açar yalvarırdık ,iyi de para verirlerdi bize ama öğrenciler olarak biz, o parayı hiç görmezdik, para topladık ya hani,yemeklerimiz hiç değişmezdi. Yattığımız yerlerde de iyileşme olmazdı, böceklerle farelerle yaşamaya devam ederdik. Kurban bayramlarında et gelirdi bizim için, doğru hocanın evine giderdi etler ve biz hiç görmezdik.’’
………………
Yatılı bir kursta gündüzlü hoca olarak görev yaptım bir dönem, kursa kurban bağışı olurdu ama etlerin bozulduğunu ve poşetlerle atıldığına şahit oldum. Bağış yapan kişi de çocukların yediğini sanırdı.
Bu konuya değinme sebebim var elbette; Hafızlık ve Kur’an üzerine ilim tahsili yapan öğrencilere bu toplumun çok hassas olduğu bir gerçek, vatandaş hem parasını hem kurbanını veriyor ama bunlar toplumun bu yumuşak tarafını kullanarak öğrencilere iyi niyetlerle yapılan onca yardımı , çocuklara ulaştırmıyor, utanmadan başka yerlerde kullanıyorlar. Kurbanlarında bir kısmının durumunu yazdım zaten. Diyeceğim o ki;
Vermeyin…
Diğer bir konu; cuma günleri cami önlerinde daha fazla olmak üzere şehrin işlek yerlerinde mantar gibi türeyen dilenciler. Allah’ın rızası deyip para toplayarak Allah’ın rızasına ters davranan asalak insanlar. Ramazan ve kurban bayramları, cuma günleri ve dahi namaz vakitleri , bu tacirler için rant kaynağı olan zaman dilimleri. Allah’ın rızasını, insanların bağışlanma ve merhamet duygularını, çoluk çocuklarının kendilerine bağışlanması hissiyatlarını, kazadan beladan korunma dileklerini vb.. Toplumun özelinde hassas olduğu her şeyi güya dualarında yer vererek direkt duyguya hitap ederek para topluyorlar.
Biz de ; ’’kiminin parası kiminin duası ‘’ diye düşünerek Allah rızası için veriyoruz az da olsa, ama yaptığımız şeyin Allah’ın rızasıyla hiçbir alakası olmadığını , emeğimizi sömürdüklerini, o kişilere vererek onların çalışarak kazanmak yerine tembelliğe sevkettiğimizi bilmeden ve bu insanlara en büyük kötülüğü yaptığımızın farkına varmadan.
Yine sanıyoruz ki onlardan dua alınınca hayatımızdaki olumsuz olan her şeyin gideceğini ,her şeyin şimdikinden daha iyi olacağını.? Buna inanmayın yok böyle bir şey. Duaları kabul olsaydı eğer, kendilerinin içinde bulundukları durumdan kurtulmaları için dua etmeleri ve dilencilik iyi bir şey olmadığı için de bu durumdan kurtulmalarını istemeleri gerekirdi ki kabul olunmayan dualarla hala asalaklığa devam etmekteler.. Diyeceğim o ki;
Bu yüzden vermeyin…
……..
Allah insana akletmeyi öğütler sık sık. Yapılacak her ne varsa önce akıl süzgecinden geçirmek ,sonra da Kur’an’a paralel olacak şekilde hayata yön vermek gerekir. Elbette bağış yapmak , sadaka- zekat vermek çok önemli ama önce yakınlarından başlamak ,daha sonra çerçeveyi genişletmek ve mutlaka araştırmak ,mutlaka ihtiyaç sahibi olduğunu görerek-şahit olarak vermek gerekir..
Bu konuyla alakalı kendine hayır kurumu diyerek para toplayanlara , sms yazılması istenerek hayır yapılacağına ve aklıma gelmeyen başka yöntemlerle bağış toplanmasına inanmadığım için karşıyım. Verilen paraların amaca yönelik kullanmadığını gördüğüm için karşıyım... O yüzden diyeceğim o ki;
SAKIN VERMEYİN..
Selametle..