Bu sabah da her zamanki gibi uyandım ve kahvaltı yapmadan çıktım. Yine hanımın konuşmaları ben iki katı ininceye kadar peşimi bırakmadı ya da ben öyle hissettim. Yok sofra hazırmış neden kahvaltımı yapıp çıkmamışım? Kahvaltı yapmayacağımı bilseymiş ,sofra kurmaz o da iş yerinde kahvaltısını yaparmış mış mış da mış mış… Çok da önemsemedim o hep konuşur zaten.
Servise yetişmek için koştum ve son anda yakaladım servisi, nefes nefese kalmıştım , kendimi nasıl içeri attığımı bilmiyorum. Üşümüşüm de bir taraftan. ‘’Herkese günaydın arkadaşlar’’ dedim ve her zamanki yerime cam kenarına iliştim.
Üşümenin ve yorgunluğun etkisiyle koca gövdemi koltuğa bırakıvermişim. Ne ev umurumdaydı ne çoluk ne çocuk…Bir zaman sonra arkadaşların konuşmaları sanki ninni gibi geldi bana bir an ve gözkapaklarımın ağırlığına daha fazla dayanamadı gözlerim…
Servisin kapısının açılmasıyla uyanıvermişim. Kendimi toparladım hemen, ilk aklıma gelen şey; acaba bu zaman içinde horlamış mıydım? Oldu. Kimseye de cesaret edip soramadım, umursamaz halimle servisten inerek şirketin kapısından doğru odama çıktım. Çaycı Ahmet efendinin demlediği çay kokusu her yanı sarmış, kahvaltı yapma isteğimi kamçılamıştı. Arkadaşım Halil getirdiği poğaçaları benimle paylaşınca karnımın doymasıyla az da olsa keyfim yerine gelmişti. Halil ‘in hanımı rahatsız olduğu için ona kıyamadığını ve hiçbir şekilde ev işleriyle kendisini yormaması ve mutlaka dinlenmesi gerektiğini ona tembih ederek evden ayrıldığını söyleyince şaşırmıştım bunlara…
Kadın hasta olsa da ev işi aksar mı arkadaş ? Yemek, çamaşır, çocuklar….Kim yapacak bütün bunları kadın yapmazsa eğer? diye düşündüm kendi kendime. Benimki de hastalanmıştı geçen sene; ama bizim işler aksamadı,hele bir aksasın dı da ….Neyse..
Sevgili günlüğüm, kadın dediğin de işlerin üstesinden gelen değil midir Allah aşkına? Yoksa ne işe yarar bu kadınlar? Annem de kadın.. Ona babam bağırır çağırırdı, bazen döverdi bile, ama kadın sesini çıkarmazdı. Çıkarsaydı eğer nelerin olacağını düşünemiyorum.. Babamdan ne gördüysem onu bilirim ben.
Halil’in söyledikleri kafamı bulandırmadı da değil hani.. Neymiş ,kadınlar eşlerine emanetmişler, evini ailesini bırakıp hanımımız olmaya gelmişler, onlara; kendimize nasıl davranılmasını istiyorsak öyle davranmalıymışız vs. vs ..
Birden aklıma bizim hanım geldi. Hemen hemen her gün kavgamız bir şekilde eksik olmazdı.Eğer Halil’in söyledikleri doğruysa ben ne yapıyordum peki?
Bir tarafta babamdan gördüklerim ve yaptıklarım diğer tarafta arkadaşımın söyledikleri…
Kafam allak bullak ..
Ya senin?
Görüşmek üzere…