Ki,benim o yıllarda çaılıştığım fabrika günümüzde üretimini yapan az sayıdaki tesislerden biri ve yine Karamehmetlerin işletmesinde. 1970’li yıllarda Mersin’de çok sayıda irili ufaklı fabrika tesisleri kuruluyordu.
Daha önceden kurulmuş olanları da eklemeliyiz. O günlerdeki adı AK GÜBRE olan şimdiki TOROS Gübre, ÇİMSA, CAM SANAYİ, ATAŞ, TERMİK SANTRAL, ÇUKUROVA BEZ VE DOKUMA, PİLASSA, ÇİMSATAŞ zaten faaliyettelerdi.bDaha sonraları bunlara KROMSAN ve ŞİŞE CAM SANAYİ gibi çok büyük fabrikalar eklendi.
İ C
Adana'da olduğu gibi Mersin'de 1980 sonrası büyük ölçekli fabrikaların kapandığı ve yenilerinin açılmadığı yılların başlangıcı oldu.1977 ve 78 yıllarında benim çalıştığım SABANCI Holding'in Pilassa fabrikası en başta olmak üzere çok sayıda fabrika kapısına kilit vurdu. Fabrikaların yerlerine antrepolar açıldı.
Çok sayıda işçi çalıştıran çok sayıda fabrika kapanınca, doğal olarak, hem beyaz yakalılar hem de teknisyen düzeyinde eğitim almış olan işçilere "mesleklerinde" çalışacakları fabrika kalmamış oldu. 1977 yılında AKGÜBRE'de çalışan işçiler yılda 6 ikramiye alıyordu. Her ikramiye brüt aylıkları tutarında olduğu için yılda 18 aylık almış oluyorlardı. Benim çalıştığım fabrikada ise bize, yılda iki ikramiye verildiği için doğal olarak AKGÜBRE'de çalışan işçileri kıskanıyordum.
İ C
Mersin'in kaderini "SERBEST BÖLGE" değiştirdi. 1980'li yıllarda,Turgut ÖZAL'ın "Mersin'de Serbest Bölge açacağım" demesi, Mersin'e özellikle Güneydoğu'dan çok sayıda insanın akın etmesine neden oldu. Nasıl akın etmesinler ki; "Mersin'e PASAPORT ile girilecek, binlerce işçi iş bulacak" söylentileri heyecan yarattı. O yıllarda bu söylentilere inanan çok sayıda kişi, taşınmaz satın alarak Mersin'de yani pasaport ile girileceği söylenen topraklara yatırım yapmaya başladı.
Serbest Bölge'nin açılması gerçekleşince, bu söylentilerin HİÇ BİRİ GERÇEKLEŞMEDİ ama insanlar nüfuslarını Mersin'e aldırmışlardı bir kere. İşte Mersin'in kaderi SERBEST BÖLGE efsanesi ile değişti. Hem çok sayıda GÖÇ aldı. Hem de fabrikalar kapandı ve bölgede tarımcılık ana geçim kaynağı olmaya başladı. SERBEST BÖLGE efsanesi beklenen gibi olmadı. Ne pasaport ile giriş ne de iş bulma beklentisi gerçekleşti.
Sebest Bölge şimdiki yerine yapıldı ve ekonomiye sınırlı ölçekte katkısı oluyor. Sanayi tesislerinin Marmara Bölgesi'ne toplanması, Mersin ve Adana'nın ekonomik çöküşüne neden oldu. Nitelikli işçilerimiz iş bulamaz oldular. Beyaz yakalılar ise Marmara Bölgesi'nde çalışmaya gittiler.
İki tane Organize Sanayi Bölgemiz var ama bunlar KOBİ ölçeğinde küçük işletmeler olduğu için ekonomiye öyle çok katkıları olmuyor. Kısacası; SANAYİ FABRİKALARI OLMAYINCA OLMUYOR!