--Ahmet Bey kısaca kendinizi tanıtabilir misiniz?
Aslen Çamlıyayla yörüklerindenim. Hayatımın askerlikten önceki evresinde Çamlıyayla'da ikamet ediyordum. İlk ve Ortaöğrenimimi oradaki okullarda tamamladım. Tabii o yıllarda köy hayatının zorluklarıyla da mücadele ediyorduk...Bir süreliğine, aile mesleği olan çobanlıkla meşgul oldum... Bunun yanında köyümdeki bağ bahçe işlerine de bakıyorduk. Aslında meşakkatli yıllardı ama özlemiyor da değilim açıkçası... Belki bedenen yoruluyordum ama doğanın güzelliği, dinginliği ve sükûneti her şeye değiyordu. Uzun lafın kısası ben de günümüzün revaçta olan akımından, Anadolu romantizminden, köy hasretinden nasibimi almış bulunuyorum. Hani derler ya ''Orda bir köy var uzakta'' diye, geçmişin, ucundan kıyısından yakaladığım nostaljik dönemlerine hep bir özlem içerisindeyim. Bazen bir türkü, bazen bir anı yahut ikindi namazından önce camii önündeki bankta bastonuna yaslanıp iki büklüm oturan ak saçlı bir ihtiyarla ettiğim muhabbet, beni alıp eskilere götürüyor. Eski insanları, yaşanmışlıkları, sevdaları; yörüklerin göç yollarında çektiği çileleri düşünüyorum. Biraz hüzün, biraz mutluluk biraz da çaresizlikle karışmış anılar içerisinde yoğruluyor hislerim. Ne zaman ki nasırlı elleriyle toprağı işleyen, yüzündeki çizgilerin her kıvrımda binbir cefa saklı ama kalbi her daim mahzun yaşlı bir köylü kadını görsem hep bir duygu yoğunluğu yaşarım. Çünkü beni de öyle analar, nineler yetiştirdi.
---Peki esnaflığa nasıl adım attınız, Erdemli'ye yerleşmek nerden aklınıza geldi?
Yayladan kopup sıcak ve nemli sahillere gelişim öyle bir anda olmadı tabii. Askerden dönüşümden sonraki dönemlerinde Kızkalesi'ndeki otellere kışın ise Silifke'deki Resteurantlara çalışmak için geliyordum. Gel zaman git zaman buralarda da bazı arkadaşlar edindim. Silifke'de tanıştığım değerli bir büyüğümün teşvikiyle ticarete atılmaya karar verdim. Kendime biraz birikim yapmıştım. Gençliğin de verdiği cesaret ve enerjiyle 2006 yılında Erdemli'de mütevazı bir dükkanla kitap kırtasiye işine girdim. Esnaflık, kurtlar sofrasında pay kapmaktır. Hele de genç ve tecrübesizseniz. Tabii zamanla her şeyi öğretiyor hayat. Çok fazla insan tanıdım, çok şeyler yaşadım; İyi veya kötü... Ama bir şekilde yaşanıyor hayat. Umudunu kaybedip hayata küsmek, kırılmak gerekmiyor. Küçük mutluluklarla avunmak, kalbinizdeki saklı hazineleri keşfetmek size yaşam enerjisi veriyor her zaman. Yeni doğan her günle yeni umutlar büyütüyorum ben de. Çoğu zaman sabah ezanından sonra sahil boyuna inerim. Sabah sakinliğinde dolaşırım oralarda. Dalgaları, martıları, denizin sonsuz mavisini seyrederim. Güneşin doğuşunu selamlar, üzerindeki çiy damlalarıyla yeni açmış taze gülleri koklarım. Doğaya olan sevgim bir kat daha artar.
--- Sizi ilginç kılan önemli husus aslında iklim …
Evet çocukluğumuzdan bu yana havaya merakımız ve ilgimiz devam ediyor. Anlatınca biraz komik gelebilir; sabah yerdeki çiğ tanesinden, güneşin doğuşundan,keçilerin kuyruğunun duruş şeklinden o gün havanın nasıl gideceği konusunda tahmin yürütürdük kendi kendimize ve %80 tutardı.
Birde bunun yanında kar ve yağmur yağışı kendimi bildim bileli bana sıra dışı bir haz veriyor. Havaya olan ilgimi ve sevgimi canlı tutan en önemli etken buydu galiba.
... Sonraki yıllarda da havaya olan ilgim artarak devam etti.Teknolojik imkanların artmasıyla, İnternette araştırma yaparken hava üzerine çeşitli siteler ve bloglar keşfettim. Tabii bunlar arasında en önemlisi...
: Dr. Ozan Mert Göktürk'ün 2010 yılında açtığı Hava delisi. com isimli blogdu. Bu site benim için bir dönüm noktası oldu diyebilirim. Çünkü yıllar boyunca hava olaylarına karşı duyduğum aşırı merak ve heyecan bana bazen kendimi sorgulatıyordu. ''Ya ben acaba niye böyleyim, yağmur veya kar yağması, bulutların gelişimi beni niye bu kadar ilgilendiriyor?'' tarzında sorular geliyordu aklıma. Hava delisi isimli blogla tanışınca aslında yalnız olmadığımı, Türkiye'de benim gibi amatör olarak hava meraklısı olan insanlar olduğunu öğrendim. Benim gibilere verilen ismi de öğrenmiş ve kendime teşhisi koymuştum; ben iflah olmaz bir hava delisiydim. Nasıl olsa her şeyin bir delisi oluyor değil mi? Havanın niye olmasın?
Amatör gözlemlerle başlayan hava merakım, hava delisi bloguyla birlikte biraz da teknik ve analiz boyutu kazandı. Sitenin kurucusu olan Ozan hocamız İsviçre'de eğitim almış bir akademisyen. Çok sayıda bilgilendirici makale ve açıklamalar yayınlıyor. Bunları okuyarak kendimi sürekli geliştirdim ve bir süre sonra ben de yazılar yayınlamaya başladım.
---- Erdemli'de Hava Durumu sayfasını kurmak nereden aklınıza geldi?
Erdemli'de Hava Durumu sayfasından önce de havayla iç içe olduğumu belirttim. Ancak 2015 yılında ilk kez tahmin ve raporları insanlarla paylaşmaya karar verdim. Bunda etkili olan en önemli nokta bu konuda eksiklik olduğunu görmemdi. Çünkü tahmin kuruluşları yerel ölçekte çok başarılı değillerdi. Biliyorsunuz ki ilçemiz yıl boyunca açık hava tarımının yapıldığı bir yer. Bu bağlamda hava tahmini ayrı bir önem kazanıyor. Çünkü hava tahminindeki ufak bir sapma çiftçilerimizin binlerce liralık zararına yol açabiliyor. Ayrıca Toroslarda hayvancılık yapan yörüklerimiz için de hava tahmini veriyoruz. Çünkü ekstrem hava olayları onlara da büyük mağduriyetler yaşatabiliyor. Biz de Erdemli genelindeki çiftçilik ve hayvancılık yapan vatandaşlarımıza en doğru en detaylı tahmini vermek, yerel bazda bilgi paylaşımı yapmak için bu sayfayı açtık.
---Tahminleriniz'den özellikle çiftçiler çok faydalanıyor. 20 bine yakın takipçiniz var. Gözlemlediğimiz kadarıyla insanlar sizin tahminlerinizi çok başarılı buluyor ve yakından takip ediyor. Hem Mgm tahminleri hem de onlarca uygulama varken bu başarıyı nasıl yakalıyorsunuz…
: Mgm temel olarak, üye olduğu Ecmwf ve kendi modeli olan Wrf'yi baz alarak tahmin yapıyor.
Biz tahminlerimizde bütün tahmin modeli çıktılarını karşılaştırmalı olarak inceliyoruz
Buna ilave olarak skew t model çıktılarına da göz atıp tutarlılığı artırmaya çalışıyoruz. Ama bunların yanında bizi diğerlerinden ayıran en önemli nokta, yıllar boyunca kendi bölgemizin atmosferini takip etmiş olmamız. Yani bölgemizin havasının nasıl bir huyu olduğunu iyi öğrendik. Tahmin modellerine bu tecrübemizi de katarak yorumluyoruz. Örneğin 2016 yılındaki yoğun kar yağışları ve sellerde günler öncesinden tutarlı analizler yaptık. Don riski olduğu zamanlarda da diğer tahmin sunuculardan farklı, nokta atışı tahminlerimiz oldu. Bu sayede pek çok takipçimizi maddi zarardan kurtardık. Böyle dönemlerde sayfamıza binlerle ifade edilebilecek sayıda teşekkür mesajları geliyor.
--- Bu işte zorlandığınız noktalar var mı peki?
Elbette var, ilk olarak zaman problemi... Çünkü tek bir tahmin için saatlerce analiz yaptığımız zamanlar oluyor bazen. Bunu yapmazsak da bize güvenen insanları mağdur edebiliriz. Bu çok hassas bir konu. Maddi gelir elde etmesek de vicdanî yükümlülüğü ağır bir iş. Ufak bir hata ile bir çiftçimiz büyük zararlara uğrayabilir. Bu nedenle kılı kırk yararak tahminler hazırlıyoruz. Tahmin konusunda bana kendisi de bir hava delisi olan kardeşim yardımcı oluyor. Sayfayı beraber idare ediyoruz. Yani çekirdek kadromuz iki kişiden oluşuyor. Kendi işimize ve ailemize de aynı anda zaman ayırmak zor. Bazı günler çok yoruluyoruz. Mesajlara yetişemediğimiz günler oluyor.
Zorlandığımız bir diğer husus da bazı insanların çok kaba ve bilinçsiz olması. Mesela bir mahalle için tahmin veriyorsunuz, ama biri mesaj atıp adeta kendi evinin bahçesi için tahmin istiyor. Ya da tahminlerde ufak bir sapma olsa, hesap sorar tarzda mesajlar atıp hadsizlik yapabiliyorlar. Yine de takipçilerimizin çoğunluğu anlayışlı ve kibar insanlardan oluşuyor. Onların bir duası veya teşekkürü kötü şeyleri unutturuyor bize.
Bizdeki hava aşkı hiçbir zaman sonlanacağa benzemiyor. Kendimizin sürekli geliştiriyoruz. Bizi taklit eden sayfalar ve arkdaslar çıkıyor. Aslında bu bile bizi şevklendiriyor. Bu yüzden onca işimizin arasında, bazen ailemizden bazen işimizden bazen de kendimizden vakit kısıp büyük fedakârlıklar yaparak bu hizmeti vermeye devam edeceğiz.