İstanbul, Ankara, Konya, Mersin ve Aksaray’da 5 farklı klinikteki takipli 410 iyi huylu prostat büyümesi olan hastanın virüs kapma korkusu böbrek fonksiyonlarının azalmasına neden oldu. Araştırmanın başkanlığını yürüten VM Medical Park Mersin Hastanesi Üroloji Uzmanı Doç. Dr. Akif Diri, “Araştırma neticesinde böbreğin süzme fonksiyonlarını gösteren kreatin değerlerinin yüzde 35 oranında kötüleştiğine, işeme sonrası mesanede kalan idrar miktarının yüzde 40 oranında arttığına dair veriler elde ettik” dedi.
“Takibi aksayan prostat hastalarında böbrek yetmezliğinin 4 kat arttığı sonucuna ulaştık”
İyi huylu prostat büyümesi (BPH) hastaları üzerine yapılan klinik araştırmanın başkanı Üroloji Uzmanı Doç. Dr. Akif Diri, pandemi döneminde prostat hastalığına bağlı böbrek yetmezliği vakalarında 4 kat artış yaşandığını ortaya koydu. Doç. Dr. Diri, pandemi nedeniyle aksayan rutin kontrollerin böbrek yetmezliği vakalarına etkisini ortaya koymak amacıyla İstanbul, Ankara, Konya, Mersin ve Aksaray’da 5 merkezli klinik araştırma yürüttü. Ulaştıkları sonuçlarla ilgili bilgi veren VM Medical Park Mersin Hastanesi Üroloji Uzmanı Doç. Dr. Diri, şunları söyledi:
“Çalışmamızı, pandemi nedeniyle rutin kontrollerine gelemeyen ve kısıtlamalar nedeniyle takipleri aksayan ortalama yaşları 63 olan 410 iyi huylu prostat büyümesi (BPH) hastasıyla yürüttük. Bu doğrultuda hastaların alt üriner sistem semptomları, böbrek fonksiyonları ve işeme sonrası mesanede kalan idrar hacimlerini değerlendirdik. Pandemi öncesi dönemi de kapsayan 36 aylık takip sonucunda; çalışmaya dahil ettiğimiz hastaların ortalama olarak son 12 aydır kontrollerini aksattığını tespit ettik. Takibi aksayan prostat hastalarında böbrek yetmezliğinin 4 kat arttığı sonucuna ulaşırken, hastaların böbrek fonksiyonlarını gösteren bazı kan değerlerinin de yükseldiği sonucuna ulaştık.”
“Böbrek süzme fonksiyonları yüzde 35 kötüleşti”
Hastaların pandemi öncesi son kontrollerindeki Uluslararası Prostat Semptom Skoru İndeksi (IPSS) ortalaması 11,7 iken, takip dışı kalan hastaların IPSS skorunun ortalama 18'e kadar yükseldiğini gördüklerini belirten Diri, “Hastaların aynı zamanda böbrek fonksiyonlarının azaldığı da ortaya çıkarken, böbreğin süzme fonksiyonlarını gösteren kreatinin klirensi ve kreatin değerlerinin yüzde 35 oranında kötüleştiğine, işeme sonrası mesanede kalan idrar miktarının (PMR) yüzde 40 oranında arttığına dair veriler elde ettik. Kronik hastalıkların başında yer alan, erkeklerin korkulu rüyası olan iyi huylu prostat büyümesinin uygun tedavi yöntemleri ile takip edilmediğinde nörojen mesane ve böbrek yetmezliğine kadar ilerlediğini biliyoruz ve sonuç olarak çalışmamızda elde ettiğimiz rakamlarla bunu ortaya koymuş olduk” dedi.
Pandemi döneminde hastaların medikal tedavisinde sorun olmadığını, kullandıkları ilaçlarına ulaşmakta sorun yaşamadıklarını dile getiren Diri, ancak hastaneden virüs kapma korkusu ve sokağa çıkma yasakları gibi nedenlerle kontrole gitmemeleri nedeniyle cerrahi tedavilerinin geciktiğini tespit ettiklerini söyledi. Diri, “Takipleri aksayan BPH hastalarının klinikte karşımıza artmış semptomlarla geldiğini ve bu semptomların artması ve uygun tedavilerin yapılmamış olması nedeniyle böbrek fonksiyonlarında bozulma ile karşı karşıya kaldığını gördük” diye konuştu.
“İyi huylu prostat büyümesinde HoLEP lazer teknolojisi yaygınlaştı”
BPH hastalarının böbrek fonksiyonlarının yitirilmemesi için düzenli takiplerinin büyük önem taşıdığını kaydeden Diri, “Uygun medikal tedaviye rağmen semptomlarının artması durumunda ise cerrahi tedavi seçenekleri devreye girmektedir. İyi huylu prostat büyümesinde endoskopik cerrahi tedavi seçeneklerinden altın standart olan ‘Transüretral rezeksiyon’ dediğimiz cerrahi yönteminin yanına HoLEP yöntemi dediğimiz yüksek lazer teknolojisi ameliyatları da eklendi. HoLEP (Holmium Laser Enucleation of Prostate) ameliyatı, endoskopik yöntemle holmium lazer enerjisi kullanılarak büyümüş prostatın kapsülünden ayrıştırılıp, adenom dokusunun tamamen çıkarılması esasına dayanır. Bu sebeple bu ameliyattan sonra prostat büyümesinin tekrarlama durumu yok denecek kadar azdır. Ayrıca kanamanın az olması, sertleşme sinirlerine zarar vermemesi gibi avantajları sebebiyle tüm dünyada ve ülkemizde kabul görmüş en güncel ameliyat yöntemidir” ifadelerini kullandı.