Çukurova Türkiye’nin yeni “Eko-Bölgesidir”

Türkiye uzun süredir iller bazında bir büyüme ve gereksiz bir kentlerarası rekabet içinde enerjisini israf ediyor. Rekabet güzeldir ama rekabet adına kentlerin birbirine zarar veren tutumları, olumsuz anlamda kent milliyetçiliğini engelleyici tutumları, kentin bazı dinamiklerinin verimliliğe bakmadan tüm kamu yatırımlarını sadece kendi kentine çekme çabası ne yazık ki bu rekabetin yararlı hale gelmesini engelliyor. Gelişmiş dünya artık kentlerle değil, bölgesel çapta büyüme stratejileri izliyor. Bölgenin gücünü kullanarak büyüyorlar. Çünkü biliyorlar ki, birlikten kuvvet doğar.

EKONOMİ - 6 yıl önce


İşte bu anlamda Mersin Ticaret ve Sanayi Odası olarak uzun süredir birçok projemize mutlaka komşu illerimizi de eklemlemeye çalışıyor, bölgesel birliğin adımlarını atıyoruz. Bu anlamda MTSO olarak bölgesel gelişmenin stratejilerini çalışmaya başladık bile. Rekabetin acımasız hale geldiği dünya ekonomisinde sadece Mersin olarak, Adana veya Osmaniye olarak ayakta kalamayız, savaşamayız. Mersin ve Adana’yı kapsayan Çukurova ile başlayan, onu kapsayan ikinci çemberde Kahramanmaraş, Osmaniye, İskenderun, Hatay’ı içine alan ve tüm bunların hemen sınırındaki üçüncü çemberde ise Gaziantep, Kayseri, Niğde, Karaman ve Konya gibi üretim kentlerini kapsayan ve Türkiye’nin gerek üretim gerek istihdam gerekse ihracat kapasitesi ile Marmara’ya alternatif bir yeni bir EKO-BÖLGE yaratmak zorundayız. Marmara büyüklüğünde yeni bir ekonomi bölgesi demek ülke ihracatının iki kat artması demek, istihdamın artması demek, cari açığın kapanması demektir.

Doğu Akdeniz ve hinterlandı var olan gücü ile Türkiye’nin yeni Marmara’sıdır
Türkiye’nin sanayisi ve ticareti Marmara bölgesine yığılmış durumdadır. Marmara’nın ve İstanbul’un kapasitesi dolmuş durumdadır. Deprem riski, aşırı nüfus, ulaşım sorunları artık Marmara’yı eski cazibesinden uzaklaştırıyor. Artık devletimizin de bunu zorlamasına gerek yok. Artık devletimiz gözünü buralara çevirmelidir. Hükümetimizin de yeni yatırımcılara alternatif bölgeleri göstermesi gerek.
500 milyarlık bir ihracatı yapmak, bu ölçüde bir üretim yapmak için Türkiye’nin yeni bir İstanbul’a, yeni bir Marmara’ya ihtiyacı vardır. Sınırlarını çizdiğimiz bu yeni EKO-BÖLGE – ki aslında etkileri açısından bu sınırları aşacak bir oluşumdur- buna adaydır. Türkiye, sanayi ve diğer katma değer üretecek yatırımlarını Anadolu’ya yaymalı ve Anadolu’nun enerjisinden yaralanmalıdır.  
Çukurova potansiyelleri ve bu yeni yatırımlarla yeni bir İstanbul; Mersin, Adana, Hatay, Kahramanmaraş, Osmaniye ve bahsettiğimizi hinterlant ile birlikte Doğu Akdeniz ise yeni bir Marmara olmaya adaydır. Özellikle Doğu Akdeniz’in gelişmiş üretim kapasitesini destekleyen bir o kadar önemli bir dış hinterlantı vardır. Özellikle Gaziantep, Kayseri, Malatya,  Aksaray, Konya, Karaman gibi kentler Doğu Akdeniz’le her konuda birbirine ekonomik anlamda bağlı ve destek olan bir bölge oluşturmakta ve Doğu Akdeniz’i ile birlikte devasa bir ekonomik bölge yaratmaktadır. Aslında bu yeni EKO-BÖLGE fiili anlamda oluşmuştur ve işlemektedir ama buna bir isim koymak ve bütüncül olarak desteklemek, bütüncül planlamak ve strateji hazırlamak bu bölgeyi yatırımcılar için bir marka haline getirecektir. 
Bu yeni Marmara diyebileceğimiz bölge: Yükselen pazarlara yakındır, ulaşım maliyetleri ve süresinde büyük avantaj oluşturmaktadır, ürün ve üretim çeşitliği olağan üstüdür, çok gelişmiş bir yan sanayisi vardır, bölgede vasıflı iş gücü ve bilgiye ulaşma sorunu yoktur, üniversiteleri, teknoparkları ile bir bilim bölgesidir. Türkiye’nin en etkin OSB’leri bu bölgededir, Türkiye’nin en gelişmiş karayolu ağına sahip olan bölge aynı zamanda Türkiye’nin uluslararası havaalanlarının olduğu, Türkiye’nin demiryolu bağlantılı en büyük limanlarına sahiptir. Özellikle Mersin Limanı Dünyanın en büyük ve etkin ilk 100 limanı içindedir. Tarımda, sanayide, turizmde, lojistikte, dış ticarette Türkiye’nin lider kentlerinin olduğu Doğu Akdeniz Bölgesi, iki büyük ovasıyla, zengin su kaynakları ile Türkiye’nin enerji bölgeleriyle sadece ekonomik değil aynı zaman da stratejik bir bölgedir. 

Türkiye bu fırsatı kaçırmamalı
Türkiye yeni İstanbullar, yeni Marmaralar oluşturabilecek bu fırsatı kaçırmamalıdır. Bugün bir İstanbul’umuz daha olsaydı ihracatımız en az 200 milyar dolar olurdu.  Bir Marmara’mız daha olsaydı ihracatımız 250-300 milyara dayanmıştı.
Bahsettiğimiz bölgede 20’yi aşkın üniversite var, 30 Organize Sanayi Bölgesi, 5’i uluslararası, 6 havaalanı, 6 Teknoloji Geliştirme Bölgesi - Teknopark, Mersin ve İskenderun Limanları var, gelişmiş karayolu ağı, demiryolu ağı, güçlü yan sanayi, nitelikli insan gücü, yüksek kent yaşam kalitesi var…
2023’e yönelik ihracat hedefimiz varsa, en önemli sorunumuz olan cari açığı katma değeri olan ihracat ürünleri ile kapatmak istiyorsak, işsizlik sorunumuza yeni istihdam alanları açmak istiyorsak, ülkenin refah ve zenginliğini ülke çapında yaymak istiyorsak, Anadolu’da yeni ekonomi bölgeleri oluşturmak zorundayız.  Çukurova, onu çevreleyen Doğu Akdeniz ve hinterlantı her açıdan buna hazırdır.

Günün Diğer Haberleri