ESKİ RAMAZANLARA ÖZLEM

Eskiye hangimiz özlem duymuyoruz ? Eskiler başkaydı. Eski Ramazanlar dediğimiz zaman gözlerim dalıyor. Ramazan ayında ki toplu iftar yemekleri o zaman ki güzelliklerden başka biriydi.

MERSİN - 3 yıl önce

Ramazan ayında verilen iftar davetlerinde; iftarlar davetli  komşuların  evinde açılırdı. Burada ev sahibi misafirlerine Ramazan ayının bereketli yemekleri yanında o sıcak ilgi ve alakasını da sunardı adeta. İftar yemeği sonrası çay içilirken, yine o çay gibi demini almış hoş muhabbetlerin de ayrı bir yeri vardı. Eskiden  bir birine gözün kapalı güven vardı. Güven kokardı. O gün yaşanan güzelliklerden biride iftar öncesi pişirilen yemeklerden komşulara da ikram edilmesi idi. Pişirdikleri yemeklerden komşular, bir birlerine ikram edince israf etmeden, lükse kaçmadan, sofralarda ki yemek çeşitliliği artmış olurdu.

Eski Ramazanlar da teravih namazlarına katılım da daha fazla idi. Camiler cemaatle dolardı. Teravih namazlarında arka saflarda çocuklar bulunurdu. Bazen çocukların arka saflardan gülüşme sesleri gelir, bundan rahatsız olan cemaatten birkaç kişi, hoca selam verince bu çocukları kendi yanlarına alır namaza öyle devam ederlerdi. Teravih çıkışı tatlıcı olurdu. Tatlı ikramları herkes tatlıdan yerdi.

Ramazan Davulcusu  mahallelerinin hepsini dolaşır, sahura kalkamayan kişinin evinin yanında kadar gelir ve kalkması için çağırırdı. Gerekirse sahura kalkamayan  evinin ışığı yanıncaya kadar davulu çalmaya devam ederdi. Sahura kalkardık. Çatır çatır yanan odun sobası sobasının üzerinde mis gibi bazlama pişirirdi anam. Komşular kapıları çalar çay demlendi mi biz geliyoruz sahurda hep birlikte komşularla sahur olurdu. Çocukların pide kuyruğunda top oynadığı, sokakların keyifle eğlenen insanlarla dolu olduğu, iftar sofralarının ihtiyacı olan herkesle paylaşıldığı ramazanlar ne yazık ki biraz eski de kaldı. Belki de bu yüzden büyüklerimizden ‘ah nerede o eski ramazanlar’ cümlesini son yıllarda daha sık duyar olduk. Hacivat Karagöz oyunları Akşamlara ayrı güzellikler katardı.

Eski Ramazanlarda akşam ezanı okunmasıyla birlikte iftar topu da atılıyordu. Dama çıkardık yandı yandı diye çocukluğumuzda çocuklarla yarış yapardık.

Ramazan sofraları, çok uzun zamandır hayatımızda yer alan büyüklerin ve küçüklerin aynı sofrada doyasıya sohbet ettikleri ve bir sürü güzel anının konuşulduğu güzel bir gelenek haline gelmişti. Ramazan’da dargınlar barışır, ihtiyacı olan kişilere yardımda bulunulur. Kısacası herkesin bir arada bulunduğu, birlik ve beraberliğin önemsendiği bir ay geçirilirdi.

Eskiye dair her şey güzeldi. Biz insanlar eskiyi yok ediyoruz. Eskiyi yaşatmak bizlerin ellinde sonrada gözlerimiz eskiye dalar gider. Nerede o eski Ramazanlar.

Tüm dünyayı etkisi altına alan olan Covid 19 salgını nedeniyle bu yıl o eski coşkulu ramazanları yaşayamıyoruz. İftarlarda bir araya gelemiyoruz.

Geleneksel eğlenceler, ramazan davulcuları ,iftar yemekleri  diğer etkinlikler yok.’’ Şunun altını çizecem eskiyi yaşatmak çocuklarımıza miras bırakmak bizlerin ellinde bizler ne kadar eskiyi yaşatabilirsek geçmişini bilmeyen bir millet geleceğini tayin edemez.

Allah’ın izni ile  inşallah bir an önce bu salgın hastalıktan kurtulur, özlediğimiz o eski günlere kavuşuruz. Sağlıklı Mutlu yarınlarınız olsun. Sevgiyle kalın.

NAİLE KAHRAMAN

Günün Diğer Haberleri