Merhabalar sevgili okurlar. Bu hafta yine tarafıma sıkça sorulan sorulardan olan ve uygulama da yanlış bilinen bir konu olan, düğünde takılan takılar (ziynet eşyaları) ve toplanan paraların evlilik sırasında ve sonrasında kime ait olacağı hususunda sizleri bilgilendireceğim.
Düğünde takılan takıların ve nakit paraların kime ait olacağı veya olduğu hususu eşler tarafından en çok sorulan sorulardan biridir. Kadın ve erkek tarafından takılan altınların nasıl paylaştırılacağı hususu merak edilmektedir. Takı ve nakit para sorunu yargıtay kararlarınca kesin bir sonuca ulaşsa da günümüzde halen bir tartışılmakta olan bir konudur. Düğün sırasında bitmek bilmeyen takı kuyrukları her ne kadar evli çiftler için yorucu ve zor olsa da, düğün bitince ilk akla gelen takıların ve toplanan paranın nasıl değerlendirileceği ve hangi tarafa ait olacağı konusudur. Düğün sırasında kim tarafından (kız tarafı veyahut erkek tarafı) hangi eşe takıldığı fark etmeksizin, tüm takılar (bilezik, çeyrek, tam vb. tüm altınlar), kadına aittir. Uygulamada bu takıların kız tarafının taktıkları, erkek tarafının taktıkları şeklinde ikiye ayrıldığı ve erkek tarafının taktığı takıların erkeğe ait olduğu iddia edildiği görülmektedir. Düğünde takılan ziynet eşyaları ve takılar kadına ait olup kişisel eşya niteliğindedir.
Yine düğünde erkeğe takılan takıların da kime ait olacağı hususu gerek uygulamada gerekse doktrinde uzun süre tartışılmış ve bu konuda bir fikir birliğine varılamamıştır. Bu doğrultuda uzun bir süre, o yöredeki örf ve adete bakarak düğünde erkeğe takılan takıların kime ait olduğunun tespit edildiğini görüyoruz. Ancak Yargıtay son dönemde verdiği kararlar ile erkeğe takılan takıların da kadına ait olduğu görüşünü benimsemiştir. Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 05.11.2015 Tarih, 2014/21125 Esas ve 2015/17417 Karar sayılı ilamı;
“Kural olarak düğün sırasında takılan ziynet eşyaları, kim tarafından, kime takılırsa takılsın, kadına bağışlanmış sayılır ve artık kadının kişisel malı sayılır. Ne var ki mahkemece; tarafların düğünlerinde damada takılan 1 adet bilezik, 4 adet yarım altın, 47 adet çeyrek altın damada ait olduğu kabul edilerek sadece kadına takılan altınlar yönünden kabul kararı verilmiştir. O halde mahkemece yapılacak iş; hükme esas alınan bilirkişi raporunda, düğün sırasında geline ve damada takıldığı tespit edilen tüm takılar yönünden davanın kabulüne karar verilmesi olmalıdır.”
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi’nin 26.01.2016 Tarih, 2015/21024 Esas, 2016/1292 Karar sayılı ilamı;
“…Kural olarak, evlilik sırasında kadına takılan ziynet eşyaları ve nakit para kim tarafından takılırsa takılsın, aksine bir anlaşma bulunmadıkça kadına bağışlanmış sayılır ve artık onun kişisel malı niteliğini kazanır….” denilmek suretiyle bu husus açıklanmıştır. Yani sonuç olarak Düğün sırasında kim tarafından (kız tarafı veyahut erkek tarafı) hangi eşe takıldığı fark etmeksizin, tüm takılar (bilezik, çeyrek, tam vb. tüm altınlar), kadına aittir.
Nakit para da bu kapsama girer mi ?
Düğünde takılan nakit paraya ilişkin Yargıtay emsal kararlarında nakit paranın kadının hakkı olduğu belirtilmiştir. Hangi eşe takıldığı fark edilmeksizin nakit para da kadına takılmış sayılır.
BOŞANMA DURUMUNDA ZİYNET EŞYASI VE TOPLANAN PARANIN TALEBİ
Düğün sonrasında ziynet eşyaları ve paralar eğer koca tarafından alınmış veya harcanmışsa düğün takıları ve nakit para ile ilgili talepler, boşanma davası ile birlikte ileri sürülebileceği gibi boşanma davasından bağımsız , eşlerin boşanmasından daha sonra ayrı bir dava konusu yapılabilir. Bu dava da ziynet eşyası olan takıların aynen iadesini talep edebileceği gibi, bu ziynet eşyasının parasal değerini de talep etme hakkı mevcuttur. Aile Mahkemelerinin Kuruluş Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanun’nun 4. Maddesi gereğince; düğün takıları davası aile mahkemelerinin görev alanına girer. Davada ziynet eşyasının nelerden ibaret olduğu, ne kadar olduğu her türlü delille ( tanık beyanı , fatura , fotoğraf , video, mesaj , ses kaydı vs. ) ile ispat edebilir. Davayı açan davacı, iddiasını ispatlayamadığı vakit davası reddedilecektir. Bu nedenle dava açmadan önce davaya iyi hazırlanmalı ve deliller iyi tercih edilmelidir. Delil ispatı olmadığı vakit, dava reddedilecek ve aynı konuya ilişkin dava bir daha açılma hakkı bulunmamaktadır. Ziynet eşyasının iadesine dair dava açan davacı, düğünde takılan altınların davalı koca tarafından alındığını ve kendisinde olmadığını ispatlamakla mükelleftir. Düğünde takılan altınların kendisinde olmadığını ve kendisinden alındığını ispatlayamadığı vakit, davası reddedilecektir.
Hakkınızı almak için hakkınızı bilmeniz gerekmektedir.
Av. HİLMİ TIRAŞ