Bu araştırmanın amacı nedir?
17 Nisan 2024 tarihinde başlayıp 22 Nisan 2024 tarihleri arasında Kadim Taşeli Coğrafyasında gerçekleştirilen, Taşeli coğrafyasında yazılı kaynaklarda kökeninin Tunç Çağı’na kadar uzandığı geleneksel bir kültür olarak kabul gören yörük kültürünü göç yollarında konar göçer yörüklerle birlikte hareket edilerek daha iyi tanıtımını sağlamak, katılımcıların bu özgün kültürü yaşayarak deneyimlemeleri, bölge coğrafyası içerisinde gerçekleştirilen etkinlikle yöre folklorunu canlı sunumlarla katılımcılara tanıtılması amacıyla oluşturulmuş bir etkinliktir.
Amaç̧ ve Kapsam Etkinlik Mersin ili Gülnar İlçesi’nde kadın girişimci ve kırsal kalkınma ile ilgili özellikle kadınlar için projeler üreten Fatma Su Hanım’ın Yörük yürüyen Türk demekti, yürüyen türkü demekti sloganı ile yola çıkarak yöre kültürü ile ilgili geçmiş çalışmalarından aldığı esin ile oluşturduğu etkinlik organizesi yine yöre kültürünün en önemli parçalarından biri olan konar göçer yörük kültürünü doğal ortamında tanıtmak ve yaşatılmasını sağlamaya yönelik Anadolu coğrafyasının farklı il ve ilçelerinden misafir edeceği katılımcılarla gerçekleştirmeyi hedeflediği bir organizasyondur.
Coğrafyanın tarihi nereye dayanıyor?
Taşeli Coğrafyası bilinen ilk tarihinden bugüne hükmedilmesi zor bir coğrafya ve coğrafya insanına sahip, ilk etnik kökeni Luvi halkları olup Tarhuntassa, Prindu ve Olba gibi yerel krallıkların hüküm sürdüğü, merkezi otoritelere kafa tutan, Romalılar’ın asi Ketisliler olarak nitelendirdiği insanı doğanın şekillendirdiği coğrafyadır. Taşeli coğrafyasında Tunç Çağı uygarlığı ola Tarhuntassa’nın kralı Kurunta ile Hitit Kralı 4.Tuthalia arasında imzalanan anlaşmanın (KBo 410 Öy. 33 vd.)’nda geçen ‘’Şimdi Tarhuntassa Ülkesi sınırına gelince, keçi sürüsü ülkeye girmeyecek. Eğer onlar Hulaia nehri ülkesinden (Göksu nehri) Ülkesinden büyük bir sürüyü bir tuz kayalığına sürerse, onlar onun tuz yalama hakkını kaldırmayacak. O Tarhuntassa Ülkesi kralına verildi. Kral daima tuz alacak; onun keçi ve koyunları için otlakları ve tarlaları ile birlikte Sarmana şehrini ben büyük kral Tarhuntassa Ülkesi kralına verdim ‘’ metni bölgedeki bu gün de var olan Yörük kültürünün daha önceden var olduğunun en önemli kanıtıdır .
Yörüklük kültürü yok olma riski varmı , varsa sebepleri nedir?
Bin yılardır birikimlerle devam eden bulunduğu coğrafyanın şekillendirdiği konar göçer yörük kültürü modern dünyamızın olumsuz baskıları altında giderekten yok olma tehditi ile karşı karşıya kalmıştır. Yaylak ve kışlaklarda sürekli meraların daralması, keçinin orman gelişimi üzerinde olumsuz baskı oluşturduğu düşüncesinin kimi akademik çevrelerce bilinçli olarak yapılan yayınlarla gündemde tutulup keçi sayısı üzerinde planlı azalmaya yönelik projelerin Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından gelecekte telafisi mümkün olmayan projeler şeklinde uygulanması ne yazık ki ülkemizde yörük kültürü üzerinde ciddi tahribatlar yaratmıştır.
Yörüklerin yetiştirdiği hayvanların sayısında azalma var mı ?
Bahsettiğimiz tahribatlar hem keçi sayısında son otuz yılda yüzde 60 üzerinde azalma ya neden olurken, aynı zamanda yörük kültürünün bir parçası olan deve, at, katır gibi hayvan türlerinin azalmasına yol açtığı gibi geleneksel dokuma kültürü olan çul, halı, kilim, keçe,çadır vb. Ürünlerin üretiminide yok denecek seviyeye taşımıştır. Yine bir başka sorun yem ilaç gibi girdilerin yüksek fiyatlarda oluşu, koyun yünü ve keçi kılı ile gerçekleştirilen üretimlerin yok oluşu bu kültürü olumsuz yönde etkilemektedir. Ülkemizde son yıllarda gerçekleştirilen ve bazı yörelerde kurumlarında öncülük ettiği yörük dernekleri ve federasyonlarının katılım desteği verdiği yörük şenlikleri, yapay göç etkinlikleri ve toyları ne yazıkki içeriği boş yörüklerin milli ve sosyal sorunlarından çok , organizeyi yapan iştirakçilerin reklamı niteliğine dönüşmüştür. Bir tarafta toy ve şenliklerde suni eğlencelerle reklam peşinde olanlar diğer tarafta ise bu kültürün gerçek kahramanları göç yollarında çilelerle yollarına devam etmektedir.
Yörük kültüründe göç yollarında kültüründe yaşam alanlarında neler yaşanıyor?
Burada gerçekleştirilen etkinlik yörüklerin yaşam koşullarını gerçek yol güzergahlarında takip ederek onları daha yakından tanıyıp sorunları kadar mutluluklarıyla da iç içe olmayı kapsamaktadır. Etkinlik sonunda katılımcıları eve dönüş yolunda bu kültürü doğası ile özümsetilerek etkileşimde oldukları başka platformlarda tanıtmaya yönelik çalışmalara amaç edindirtmektir.
Yörük kültürü ile birlikte bölgenin folkloründe yer almış eskimeye yüz tutan etnografik eserler, bölgenin yöresel yemek kültürü, tarımsal faaliyetlerinin tanıtılması amaç edinilmiştir. Yöntem Öncelikle amaç ve kapsamın belirlenmesi. Etkinlikte eşlik edilecek konar göçer ailelerin göç izinlerinin ilgili kurumdan aldıkları izine göre ailelerle istişare edilip etkinlik takviminin oluşturulması.
Etkinlik yeniden tekrarlanacak mı ?
Etkinliği daha anlamlı kılmak için, geçtiğimiz yaz kaybettiğimiz konar göçer yörükler hakkında uzun yıllar araştırmalar yapmış onlarla göçler yapıp yurtlar kurmuş araştırmacı yazar ve fotoğraf sanatçısı Zeki Oğuz anısına adının verilmesi.
Oluşturulan takvimde yapılacak faaliyetler ve etkinliğin içeriği farklı platformlar aracılığı ile kamuoyu ile paylaşılması. Etkinliğe katılacak misafirlerin herhangi bir problemle karşılaşmamaları için yasal tedbirlerin ilgili kurumlardan alınması. Etkinlik boyunca katılımcıların ihtiyaçlarının karşılanması için gerekli ekipman ve lojistiğin sağlanması.
Katılımcıların belirlenerek bir platformda toplanılması sağlanarak ön etkileşim sağlanıp etkinliğin amaç ve kapsamı detaylarla paylaşılması. Etkinlik boyunca bölgenin meteorolojik tahminleri ve coğrafya sı hakkındaki bilgilerin katılımcılara iletilmesi. Etkinliğin düzenleneceği bölgeye katılımcıların ulaşımına yönelik kolaylıkların sağlanması katılımcıların bilgilendirilmesi. Etkinliğe katılım günü ve saatinin belirlenmesi.
Katılım günü ve saatinde katılımcıları hoş görü ile karşılayıp etkinliğin başlayacağı bölgeye ekipmanları ile birlikte araçla intikallerinin sağlanması. Etkinlik sonunda katılımcılarıda dinleyerek gelenekselleştirilmesi düşünülen etkkinlik hakkında ki izlenimleri, eksikliklerin olumsuzlukların belirlenmesi ve önerilerin dinlenmesi.
Sonuç ve değerlendirmesi
Etkinliğin başlaması ile birlikte etkinlikte belirtilen öz dahilinde amaç kapsam ve yöntemde belirttiğimiz bütün içerikler en iyi şekilde katılımcılara sunulmaya çalışılmıştır. . Katılımcıların ilk toplanma günü ilk kampın kurulacağı Gülnar ilçemizin Delikkaya köyüne varmadan köye ulaşım sağlayan antik kervan ve göç yolu üzerinden yürüyerek ulaşım sağlatılıp etkinliğin içeriği hakkındaki ön sunum uygulamalı olarak gerçekleştirilmiştir. Kamp kurulacak alan Dellikkaya köyünde anıtsal çınar ağaçlarının dalları altında, coşku ile akan su pınarının başında belirlenmiştir.
Yardımlaşma çerçevesinde kamp çadırları kurulmuş gece için hazırlıklar tamamlanmıştır. Organizeyi oluşturan Fatma Su Hanım misafirlerine ilk olarak kendi bahçesinde yetiştirdiği bölgeye özgü kuru fasülye türünden yapmış olduğu yemek ve bulgur pilavı nı bölgede bazlama olarak isimlendirilen saç ekmeği ile sunum yaptı. Yemeğin arkasından semaver çayı ikramları ile tanışma sohbetleri gerçekleştirilip sonrasında katılımcılar dinlenmeye çekilmiştir.
Ertesi günü su sesinin huzuru ile uyanan katılımcılar yine semaver çayı ile birlikte yapılan kahvaltı nın arkasından kamp ekipmanlarını toparlayıp önceden belirlenmiş olan konar göçer ailenin göç güzergahından yörük göçüne katılım sağlanmıştır. Şu unutulmamalıdır ki bu etkinlik boyunca hareket saatlerini belirleyen hayvanların tutum, davranışları ve ihtiyaçları olmuştu. İnsan müdehalesi sadece arkanın toplanması ve ihtiyaçların giderilmesinde geçerlilik göstermiştir. Katılımcıların sadece bir kısmına eşlik edebildiği göç öğle saatlerinde hayvanların yorgunluğu ve ihtiyaçları göz önünde bulundurularak çam ormanları ve makilik içerisinde kurulan çadır ile son bulmuş hayvanlar ve sahipleri bir süreliğine dinlenmeye çekilmiştir.
O günün kalanı ve gecenin orada geçirileceği için katılımcılarında konar göçer aileye yakın bir noktada kamp kurulması sağlanmış yemek ihtiyacının giderilmesi için ateş yakılıp saç senit kurulup bazlama yapılarak, yine yanlık kurularak yapılan ayranla birlikte Mersin’e özgü tantuni katılımcılara sunum yapılmıştır. Fatma Su Hanım burada yöresel bir kültür olan yanlık ayranının ve yağın nasıl çıkarıldığı, yanlık tulumunun nasıl ve hangi hayvan derisinden yapıldığı, yanlığı yayan bişşeğin hangi ağaçtan ve nasıl yapıldığı ile ilgili sunumunu canlı olarak katılımcılara sunmuştur.
Aynı zamanda Gülnar ilçesinde Halk Eğitim okulunda usta öğretici olan ve tantuni sunumunu gerçekleştiren aşçı Keman çalarak yöresel türkülerle katılımcılara müzik sunumu gerçekleştirmiştir. Katılımcılardan bir gurup konar göçer aileyi çadırında ziyaret ederek sohbet edip çaylarını içmiş dertlerini mutluluklarını, çocuklarının hayallerini dinlemiş, keçi sağımına eşlik etmiş, süte peynir mayalamış hayvanların bakımına yardımcı olmuştur.
Bir gurup ise hayvanları çobanlarla otlatmaya götürüp aktivitelere eşlik ederek hem çobanları dinleme hemde bu deneyimi yaşama olanağına sahip olmuştur. Bir gurup katılımcı ise akşam saatlerinde konar göçer ailenin çadırına misafir olup hem ikramlarını tatmış hemde çadırdaki akşamki aktiviteleri gözlemleme şansı bulmuştur. İlerleyen saatlerde meydan ateşi yakılan kamp alanında semaver çayı keyfi ile sohbet eden katılımcılar tek tek kendilerini tanıtıp etkinliğe katılmalarının amaç ve nedenlerini belirtmiş gece yarın 5:30 gibi kalkılmak ve göçe devam etmek üzere istirahat e çekilmiştir.
Ertesi sabah erken kalkılarak yine yöreye bir kültür olan ve kavrulmuş çökelek ile ile yapılmış sıkma ile yapılan kahvaltı sonrası kamp ve hareket için toplanmış ve göçe iştirak kaldığı yerden sağlanmıştır. Yaklaşık 8 km sine eşlik edilen göç ten katılımcılar ayrılarak güzergâh olarak üzerinde yer alan yerleşik yörük kültürünü yaşatan ve son yıllarda yaşadığı mütevazi kültürü tanıtma gayreti güderken fenomen olan Elif Akçivi (Gezen Oğlak) ‘ın ailesinin obasına misafir olup Elif ve ailesi ile sohbet edilip Elif’in sosyal medyada takipçilerine anlattıkları canlı, olarak kendi ağzından dinlemiştir.
Devamında altı km daha yürünerek Fatma Su Hanım ın Gülnar’ın Çukurlaşma köyündeki evine gelinmiş burada katılımcıların hijyen ve temel ihtiyaçlarının karşılanması amaç edinilmiş kamp Fatma Hanım ın bahçesinde kurulmuştur. Fatma Hanım burada misafirlerine yöresel tatlardan ikramlarda bulunmuş yörenin kültürü ile ilgili sunumlar yaparak pek çok etnoğrafik ürünü uygulamalı olarak tanıtmıştır.
Akşamı yine meydan ateşi kenarında müzik ziyafeti verilmiş katılımcılarda karooke eşliğinde kendi sesleriyle şarkılar söylenmiş gurubun kaynaşması güçlenmiştir. Sabahı saç böreği ile kahvaltı yapan katılımcılar araçla Aydın ilçesi yönüne intikal ettirilerek önce menekşe mağarası gezdirilip sonrasında 12km göç yolu güzergahı üzerinde yürütülerek Aydıncık a ulaşması sağlanmış, antik liman bölgesi ziyaret edilip Soğuksu da kamp yapılmak üzere yürüyüş sonlandırılmıştır. Buradaki amaç katılımcıların farklı bölgelerden gelmiş olmasının göz önünde bulundurulması düşünülerek deniz ilede tatlı bir anılarının olması sağlanması. Tavuklu pilav salata ve çorbadan oluşan akşam yemeği sonunda kamp ateşi yakılıp semaver çayı keyfi ile sohbetler yapılıp etkinlikle ilgili ilk değerlendirmeler dinlenmiş.
Eleştiri ve öneriler, takdir ve tebrikler not edilmiştir. Ertesi gün kahvaltı programından sonrası Aydıncık Aynalı Göl ziyaret edillerek Aydıncık içerisinde katılımcıların bir kısmı ile vedalaşılmış bir kısmı ise ikinci etap göç etkinliği için Gülnar' a dönülmüştür. Etkinliğin ikinci etabı Taşeli coğrafyasında Toros dağlarının şekillendirdiği yaylalarda gerçekleştirilecektir. Develerinde yer aldığı etkinliğe katılmak için Gülnar ilçesi Çukurbağ köyünde Fatma Su Hanım’ın evinde toplanan katılımcılar ertesi günü araçla Ermenek ilçe sınırlarında hareket halinde olan konar göçer aileye katılmak üzere yola çıkmıştır. Yol güzergahında bölgenin coğrafi yapısı gözlemlenmiş Taşeli coğrafyasının geleneksel konut mimarisi ile ilgili canlı örnekler sunumla katılımcılara aktarılmıştır.
Yol güzergahında izlenen pek çok antik dönem kalıntıları katılımcılara bölgenin tarihsel süreci içerisinde anlatılmıştır. Akşam saatlerine yakın konar göçer ailenin konakladığı bölgeye ulaşılarak önce kamp hazırlıkları yapılarak sonrasında konar göçer ailenin aktivitelerine katılınmıştır. Soğuk bir gecenin ardından kamp çadırlarının krağı ile buzlandığı sabahta konar göçer ailenin kızı Fatma’nın heyecanla verdiği haber ve yardım istemesi ile heyecanla güne başlandı.
Develerden biri hamile ve doğum sancısı çekmekte obadan ayrılarak doğum için kaçmıştı. Araç ile hamile deve iki kilometre mesafede bulunup geri dönmesi katılımcıların da yardımı ile sağlandı. Erken saatlerde çadırın toplanarak göç hareketine geçilmesi hamile devenin yolda doğum yapma ihtimalinin göçü aksadacağı düşünülerek askıya alınmasını zorunlu kılmıştı. Bu kararsız anda karılımcılar develerin otlatılması ve çadırdaki gündelik aktivitelere yardım etti. Hamile ve doğum sancısı çeken deve ısrarla ayrılıp gitmek istiyordu. Obanın lideri Kuş Ali sancı çeken devenin bir an önce iç güdüsel olarak yaylak yurduna gitmek istediğini tecrübelerine dayanarak belirtti.
Bunun üzerine katılımcılardan Aslı Hanım araçla hamile deveye eşlik etme kararını belirtip bu karar karılımcılar ve ona sankinllerince onaylandı. Hamile deve serbest bırakılıp Aslı Hanım araçla takibe başlandıkttan sonra diğer katılımcılar ile birlikte obadakiler göç hazırlığına başladı. Çadır yıkılıp eşyalar develere çatıldı. Kalan eşyalar taşınarak traktörlere yüklendi. Obanın annesi Hatice Ana’nın at sırtında öncülük ettiği göç hareketi başlatıldı. Hareket Toros Dağları’nın yüksek yurtluklarında yer alan ve 8km mesafe de yer alan yeni yurda kadar devam edilecekti. Bütün katılımcılar heyecanla göçe eşlik etti.
Yol boyunca konar göçer ailenin fertleriyle sohbetler edilip bilgi aktarımları sağlandı. Göç Ermenek ilçesinin Balkusan köyü sınırları içerisinde yer alan yüksek platoda yeni yurt kurulacak koyak ta sonlandırıldı. Toros Dağları’nın kuzey yamaçları burada halen kar örtüsüne sahipti. Hamile deve Aslı Hanım’ın başarılı eşliğinde güvenle yurda göçten önce ulaşmıştı. Katılımcılar hamile devenin doğumuna şahitlik etmeyi çok istesede sancı sürecinin birkaç gün sürebileceğinin belirtilmesi üzerine bu heyecanı ancak ertesi sabah obanın genç annesi Fatma’nın devenin gece yavruladığını belirttiği ve göndermiş olduğu video ve resimlerle giderdi Yeni yurtlukta hep birlikte develer çöktürülüp yükler yıkıldı birlikte çadır yurda kurularak katılımcıların bu deneyimi yaşama imkanları sağlandı.
Gün sonunda oba ile vedalaşılarak tatlı ve duygusal anılarla Gülnar’ geri dönüldü. Etkinliğin sonlandırılması ile birlikte süreç katılımcılarla birlikte değerlendirilip olumsuzluklar eksiklikler ve artılar belirlendi. Katılımcıların ilk duygusal tepkileri ölçüldü. Birlikte alınan kararla bu etkinliğin gelenekselleştirilmesi ve seneye daha fazla katılımcılarla yeniden bir araya gelinmesi konusunda karar verildi.